Skip to content Skip to footer

Black Crab İnceleme

Geçtiğimiz günlerde Netflix’te yayınlanan Black Crab, bir İsveç filmi. Başrölünde Ejderha Dövmeli Kız ve Prometheus filmlerinden tanıdığımız İsveçli oyuncu Noomi Rapace oynuyor. Bakalım izlemeye değer bir film olmuş mu?

Senaryo

Yine İsveçli olan yazar Jerker Virdborg’un bir bilimkurgu romanından uyarlanan film, distopik bir dünyada geçiyor. Saldırı altında olan İsveç’te halkın durumu pek iyi değil. Savaşın kazanılabilmesi için iki küçük kutuyu bir araştırma tesisi olan yere taşımaları gerekiyor. Fakat yol üstündeki yerler düşmanın kontrolünde olduğundan o yolları kullanmak mümkün değil. Bu yüzden içlerinde Noomi Rapace’in oynadığı ana karakter Caroline Edh’in de bulunduğu bir ekip kuruluyor. Bu ekibin amacı buz tutan denizin üstünde kayarak 100 millik yolda iki kutuyu araştırma tesisine ulaştırmak. Edh’in amacı da filmin başında kaybolan kızını son görülen araştırma tesisinin bulunduğu bölgede aramak. Filmin senaryosu ilgi çekici gibi görünebilir ama benim için pek çok açıdan yetersiz bir film oldu.

Filmde açıklanmayan birçok şey var. İç savaş mı var yoksa başka bir ülkenin saldırısı altında mı bilmiyoruz. Bunun gibi daha birçok bilgiyi gizem olarak kullanmak istemişler diye düşünüyorum. Ancak filmin yanlış yaptığı işlerden biri de bu. Karşıdaki düşman kim sorusunun bile bir cevabı olmayınca kiminle savaştıklarının bir anlamı olmuyor. Aynı şekilde ana karakter Edh hakkında da çok az şey biliyoruz. Bu yüzden Edh ile herhangi bir bağ kuramadığımız gibi filmdeki olaylar da ilgi çekiciliğini yitiriyor. Kısacası bu şekilde filmdeki birçok konu geçiştirilmiş ve bir anlam olmayınca filmin sizi içine dâhil etmesi çok zor oluyor.

Neden Kara Yengeç

Olayları merak etmediğimden, film zaten sıkıcıyken bir de üstüne filmin genel olarak heyecan ve ilerleme sorunu var. Olaylar çok sakin geçerken ileride ne olacağını merak ettirmiyor. Film, iki yerde sizi şaşırtmayı amaçlıyor ama o ana kadar filmden çoktan koptuğunuzdan herhangi bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca kızını kurtarmak için yola çıkan Edh’in sondaki dönüşümü pek iyi verilmemiş.

Oyunculukların nasıl olduğundan pek bahsetmeyeceğim. Çünkü senaryo ve karakterlerin derin olmadığı bir filmde zaten oyuncuların tutarlı bir performans göstermesini beklemiyorum. Karakter derinliği konusunda Malik karakterinde bir şeyler denemişler ama onun sahneleri de klişe diyaloglardan öteye geçememiş.

Filmle ilgili söyleyebileceğim en iyi şey müzikleri olur. Bilimkurgu filmlerinden alıştığımız tarzda melodiler duysak da başarılı olmuşlar. Ancak müzikler her ne kadar iyi olsalar da filmin karanlık atmosferiyle uygun olduklarını düşünmüyorum. Karanlık atmosfer demişken dünyanın karanlık oluşunu filmde iyi yansıtmışlar.

Son olarak Black Crab filmini tavsiye etmiyorum. Konusu olarak birkaç noktada ilgi çekici görünebilir ama hikâyenin anlamsız dönüşümleri ve karakter motivasyonlarının tutarsızlığı, filmi pek de izlenebilir kılmıyor. Ayrıca size bir şey katmayacağı gibi kafa dağıtmak için izlemek isteseniz bile filmden keyif alacağınızı sanmıyorum.

Geçtiğimiz günlerde yine Netflix’te yayınlanan Türk filmi Sen Yaşamaya Bak incelemesini merak edenler buradan okuyabilir.

Leave a comment

0.0/5