Skip to content Skip to footer

Marilyn Monroe’nun biyografisi gibi görünen Blonde, Netflix’te çıkışını gerçekleştirdi. Ancak önce şunu söylemem gerekiyor. Bu film bir biyografiden çok uzak. Bu yüzden eğer gerçek hayat hikayesini öğrenmek istiyorsanız bu filmi kesinlikle izlemeyin. Film aynı isme sahip bir kitap uyarlamasının uyarlaması. Yani bir biyografiden çok uzak. Blonde, Venedik film festivalinde ilk gösterildiğinden beri eleştiri yağmuruna tutuluyor. Şunu kesinlikle söyleyebilirim ki Blonde her açıdan gerçekten çok zayıf. Hem senaryo hem de sanatsal kısmı olmaya çalışmış ama olamamış. Aynı zamanda filmin Marilyn Monroe’ya bir saygısızlık olduğunu da eklemek istiyorum. Filmde beğendiğim tek şey ise Ana de Armas’ın oyunculuğu oldu. Keşke gerçekten güzel yazılmış bir biyografide kendisini izleme fırsatımız olsaydı.

Marilyn ve Cinselleştirme

Marilyn yaşadığı dönemde çok fazla cinselleştirilmiş bir isim. Ancak kendisi bunun çok ötesinde zeki ve inanılmaz derecede yetenekli. Toplum ise görünüşünden dolayı bunu her zaman suistimal etti. Bu filmde hala daha bunu görmek beni şok etti. Filmin bunun aksini anlatmasını gerektiğini düşünüyordum. Ancak film boyunca yeteneği dışında sürekli olarak aşk hayatı, cinsel hayatı ve baba sorunlarıyla karşı karşıya kaldım. Bu son derece saygısızca ve rahatsız ediciydi. Özellikle filmin son bir saatinde sürekli olarak çıplak gezdiği ve eşiyle olan her konuşmasına “babacığım” diye başladığı sahneler vardı. Zaten zamanında yüzleşmek zorunda kaldığı cinselleştimeyi eleştirmek yerine filmde hem onu hem de Ana de Armas’ı objeleştirmeleri büyük hayal kırıklığı yarattı. Bu filmde onun yeteneklerinden ve karmaşık hayatından çok cinsel hayatına odaklanılması çok ileri gitmiş. Filmde gösterilen ilişkilerin bir çoğunun kanıtı yok ve kanıtı olmayan konularda kurgu yazmak bir insanın kötü niyetli olduğunu gösteriyor. Film yapımcıları maalesef Marilyn’in hatırasına sahip çıkmak yerine ismini suistimal etmişler.

Diğer Konular

Blonde, Marilyn’in sadece cinsel hayatına ve çektiği acılara odaklanmış durumda. Bu yüzden hem konu olarak hem de işleyiş olarak çok ağır. Film 2 saat 45 dakika ve maalesef akmıyor. Filmde çok fazla gereksiz ve senaryoya hiçbir katkısı olmayan sahne var. Aslında buna şaşırmadım çünkü ortada bir senaryo yok. Çok dağınık ilerleyen konular var sadece. Film sürekli siyah beyaz ve renkli arasında geçiş yapıyor. Bu sanatsal olarak güzel duruyor olsa da bir amaca hizmet etmiyor. Aynı şekilde filmin oranı da sürekli değişiyor ve bu bir süre sonra rahatsız edebiliyor. Yani aslında sanatsal olmaya çalışıyor ancak bunu da bir yere kadar başarabiliyor. Filmin tek güzel noktası ise Ana de Armas’ın role ne kadar yakıştığı. Bir gün doğru bir biyografi filmi yapılırsa oyuncu şimdiden hazır diyebilirim.

Son Söz

Bu film Marilyn Monroe gibi kompleks, yetenekli ve zeki bir ikon için saygısızlıktan öteye gidememiş. Kurguda aşırıya kaçmışlar ve senaristlerin ne anlatmak istedikleri belli değil. Eğer bir biyografi filmi beklentisi içindeyseniz bu film size göre değil. Aslında bu film bence kimseye göre değil. Keşke çekilmeseymiş dediğim bir film olarak hafızamda yer edecek. Eğer Marilyn’in hayatını öğrenmek istiyorsanız kendisinin yazdığı “My Story” isimli biyografi kitabını okumanızı öneririm. Çünkü bu filmde kendisinin öne çıkması gereken konuların bir tanesinden bile bahsedilmemiş. Hatta izleyen insanların bunun bir biyografi olduğunu düşünecek olması da beni çok üzüyor. Bir kitap uyarlaması olduğu filmin sonunda yazıyor ve dayanamayıp filmi bitirmeyen insanların hafızasında Marilyn’in hatırası çok önyargılı bir şekilde yer edecek.

Leave a comment

0.0/5