Skip to content Skip to footer

God of War: Ragnarök İnceleme

GELİŞTİRİCİ
Santa Monica Studio
YAYINCI
Sony Interactive Entertainment
PLATFORM
PS4, PS5
İNCELENEN PLATFORM
PS4, PS5
ÇIKIŞ TARİHİ
9 Kasım 2022
FİYAT
PS4: 700 TL PS5: 800 TL
TÜR
Aksiyon-Macera, RPG
Puanımız
9.8

Yılın en çok beklenen oyunlarından birisi çıkışını gerçekleştirdi. Ancak üstünde çok büyük bir yük ile geldi. Herkes Ragnarök’un yılın oyunu ödülü almasını bekliyor. Bu çok büyük bir baskı. Acaba bu beklentinin karşılığını verebildi mi? Santa Monica Studio, 2018 yılında seriye tam anlamıyla yeni bir soluk getirdi. Yeni mitoloji, yeni karakterler ve yeni bir oynanış. Leviathan Baltası ile aksiyon sistemi tamamen değişti. Tanrı katilimiz baba oldu ve artık çok daha büyük sorumlulukları var. Yaşadıklarından her zaman ders aldı ancak hiçbir zaman konuşmadı. Fakat hiç istemese bile tanrı katili olmaya devam etti ve Ragnarök’un başlamasına sebep oldu. Bu yıl oynadığım en iyi oyun olan God of War: Ragnarök inceleme yazım sizlerle. Yazıda oyunun ilk birkaç saatinde yaşanan olaylar dışında herhangi bir spoiler bulunmamaktadır. Eğer oyunun hikaye akışı ile ilgili spoiler yemek istemiyorsanız Hikaye alt başlıklı kısmı atlayabilirsiniz.

Hikaye

İlk oyunda Freya’yı kurtarmak için Baldur’u öldürerek Ragnarök’un başlamasına sebep olmuştuk. Hemen ardından eşimiz Faye’in küllerini devler diyarı olan Jötunheim’a dökerek hikayemizi tamamlamıştık. İlk oyunun hikayesini daha detaylı bir şekilde öğrenmek için ekibimizin hazırladığı bu videoya göz atabilirsiniz.

Ragnarök ise tam olarak kaldığımız noktadan değil birkaç yıl sonrasından başlıyor. Midgard artık buzlar içinde. Atreus büyümüş ve kendi ayakları üstünde durabileceğini her an babasına kanıtlamaya hazır. Ancak Kratos hala korumacı bir tavırla Atreus’a yaklaşıyor. Yine de ona biraz daha fazla alan tanıyor. Oyunumuz ziyaret üstüne ziyaret ile epik bir şekilde başlıyor. Önce Freya ile intikam ve aksiyon dolu bir karşılaşma yaşıyoruz. Hemen ardından Thor ve Odin yüzlerini gösteriyor ve evimize bir ziyarette bulunuyorlar. Ziyaret sakin ve barışçıl başlasa bile Kratos’u kendi evinde baskılamaya çalışmak pek de istenilen sonucu vermiyor. Thor ile yapılan epik savaş sonrası Atreus ve Mimir ile birlikte tekrardan yolculuğumuza başlıyoruz. Atreus kaderini kovalamak peşinde Kratos ise sadece onu korumak istiyor. Yolculuğumuz bu sefer daha sürprizli ve daha zor.

Diyarlar ve Atmosfer

İskandinav mitolojisinde bulunan 9 diyarın 6 tanesini ilk oyunda görme fırsatı elde etmiştik. Niflheim, Jötunheim ve Muspelheim’ı biraz daha tadımlık olarak gezmiştik. Alfheim, Midgard ve Helheim’ı ise derin derin keşif yapma fırsatı yakalamıştık. Bu sefer yapımcılar bütün diyarları önümüze sermiş durumdalar. Her biri kendine özgü çevre tasarımlarına sahip. Hepsi de birer görsel şölen sunuyor oyunculara. Haliyle her gittiğiniz diyarda atmosfer de bambaşka bir hal alıyor. Hatta yaptığınız bazı görevler sonrası harita değişiyor ve ortaya bambaşka bir atmosfer çıkıyor. Diyarların hepsinin sanat tasarımı o kadar güzel yapılmış ki gerçekten hangi diyarda olduğunuza bağlı olarak duygu durumunuz bile değişiyor. Atmosferler gerçekten çok etkileyici ve oyuna çok önemli katkıda bulunuyor. İlk oyunda Midgard ve Alfheim’ı zaten yeterince gezdik neden tekrar gezelim diyenler var ise tekrar düşünsünler. Kratos ve Atreus’un ilk oyunda aldıkları kararlar sonucunda bu diyarlar da artık eskisi gibi değil. Dokuzlar Gölü’nü gezmek istiyorsanız en kalın ceketlerinizi giyseniz çok iyi olur.

Düşman Çeşitliliği

Diyarlardan bahsettikten hemen sonra tabii ki düşman çeşitliliğinden de bahsetmem gerekiyor. Düşman çeşitliliği ve boss sayısı ilk oyunun eleştiri odakları olmuştu. Ragnarök ise bu konuya çok daha emin adımlarla girmiş. Dokuz diyar; gezmeye müsait, açık olunca düşman çeşitliliği de bir hayli artmış. Neredeyse her bir diyarın kendisine özgü düşmanları ve küçük bossları var. Oyunun son saatlerinde bile hala yeni düşmanlarla karşılaşıyor ve hareketlerini öğrenmeye çalışıyordum. Hepsinin agresifliğine, karakter tasarımı ve savaş stillerine muazzam şekilde ince ince dokunmuşlar. Bunun sonucunda aksiyonlardaki taktiksel çeşitlilik daha fazla önem kazanıyor. Hangi silahı ne zaman nasıl kullanacağınız çok önemli.

Oyunculuklar ve Seslendirme

Ragnarök eğer bir film olsaydı oyunculuklar konusunda kesinlikle en az bir ödül alırdı. Oyunculuklar sayesinde oyun adeta bir film gibi akıyor. Oyunculukların muhteşemliği seslendirmelerin büyüsüyle harmanlanınca ortaya bir baş yapıt çıkmış. Ne zaman bir karakter konuşsa onu can kulağıyla dinlemeniz gerektiğini hissediyorsunuz. Her bir diyalog çok güçlü yazılmış. Eğer komik olmak istiyorlarsa güldürüyorlar, etkili olmak istiyorlarsa her kelimeyi kalbinize ok gibi fırlatıyorlar. Kratos düşmanlarını ikiye ayırabilen çok sakin ve şefkatli bir adam olarak yeniden tanımlanmış. Atreus genç ve meraklı enerjisiyle kim olduğunu anlamaya çalışıyor. Thor çok tehditkar ve tüyler ürpertiyor. Odin karizmatik ve sakin. Freya ise acısını dindirmek için intikam almak istiyor. Bütün bu duyguları sürekli olarak size hissettiren oyuncu kadrosu ise özenle tek tek seçilmiş. Christopher Judge, Daniell Bisutti ve Ryan Hurst gibi büyük isimlerin yanına çok sürpriz isimler de katılınca fazlasıyla yıldızlı bir seslendirme kadrosu bizleri karşılamış oldu.

Tek kamera çekimi ve sinematikler

İlk oyunda kullanılan tek kamera çekim tekniği oyun dünyasını büyülemişti. Bütün bir oyunu tek bir kamera çekimi ile deneyimlemek harika bir histi. Bu sayede Kratos’a ve onun çevresinde olup biten her şeye daha rahat odaklanabildik. Bu tekniği özetlemem gerekirse; eğer oyun boyunca hiç ölmezseniz oyun hiç duraksamadan ve başka bir kameraya geçmeden bitebiliyor. Yükleme ekranları veya ara sahneler sırasında bir duraksama yaşanmıyor. Ragnarök’ta da aynı kamera tekniği kullanılıyor. Hatta bu tekniği kullanmakla kalmayıp bunu bir adım öteye taşıyorlar. Bu sefer olanları daha fazla çerçevelemek için biraz daha gezici bir kamera kullanılıyor. Eski oyunlardan da aşina olduğumuz büyük rakiplerinizin ölçeğini daha iyi anlayabilmeniz adına kamera düzenli olarak geri çekiliyor. Daha iyi bir kamera yönetmenliği bu oyunu farklı bir seviyeye çıkartıyor. Sinematik sahnelere hiç kopmadan girebilmek ve bütün oyun boyunca aynı görsel kaliteyi yakalayabilmek muhteşem. Oyunun ve hikayenin bu kadar bütün hissettirmesi Ragnarök’un adını oyun dünyasına altın harflerle yazdırmaya yetiyor.

Grafik

Grafiklerden bahsedecek olursak, PlayStation Exclusive oyunu olmanın hakkını veren bir oyun Ragnarök. 2018 oyununun ötesine çok şey konulmuş. Tadına doyulmaz bir sanat tasarımı mevcut. Başarılı mekan tasvirleri, PlayStation 5 performansı ile birleşince yer yer gerçeklik algımızı sorguluyoruz.

Oyun, PlayStation 5’te 6 farklı grafik seçeneği ile önümüze sunuluyor. Her ekran tipini memnun edecek grafik seçeneği mevcut. Kalite modunda, 4K/30 FPS kombinasyonu mevcut. Performans modu, oyunun en iştah açıcı faktörlerinden. Dinamik 4K çözünürlük ve 60 FPS ile Ragnarök, yeni nesil tecrübesini sonuna dek sunuyor. Yüksek kare hızı modunu etkinleştirirseniz de kare hızı kilidi açılıyor ve bu durum PlayStation 5’in mümkün olduğunca kare işlemesine izin veriyor. Eğer ki şanslıysanız ve HDMI 2.1 destekli 120 Hz ekranınız VRR destekliyorsa, oyunda FPS kilidi de kalkıyor. 2160p çözünürlüğe dek, oyununuz 40 FPS üstünde çalışabiliyor. Santa Monica, oyunun her alanında olduğu gibi, bu alanda da baya iyi bir iş çıkarmış.

Oyunu, PlayStation 5’te performans modunda deneyimlediğimde herhangi bir kare düşüşü ya da grafik yırtılması yaşamadım. Her an sanki epik bir filmi yönettim. 9 diyarın piri olduğumuz bu mücadele, grafiksel açıdan da göz dolduracak derecede şahaneydi.

Karakter Tasarımları

Karakter tasarımları serinin bence en güçlü yanlarından bir tanesi. Özellikle ilk oyunda Kratos’un yeni tarzını gördüğümde inanılmaz şekilde yükselmiştim. Bu oyunda ise karakter tasarımları sadece cilalanmakla kalmamış karakterlerin duygu durumlarını da daha iyi yansıtmayı başarmış. Atreus’un büyüdüğünü görmek ve enerjisini yansıtmak, Freya’nın intikam ateşini bütün bedenine yayabilmek mükemmel bir başarı. Oyunda ilerledikçe değişen tasarımlar da karakterlerin ne kadar geliştiklerinin bir göstergesi. Yeni eklenen karakterlere de değinmek istiyorum çünkü Thor ve Odin’in tasarımı şu ana kadar gördüğüm en iyi tasarımlar. Herhangi bir film, dizi ya da oyunda bu kadar doğru ve iyi bir yansımalarını görmedik. Ağır başlı bir Thor görmek insanı gerçekten çok mutlu ediyor.

Yapay zeka

Bu konuya başlarken bayrakları asmayı unutmuyoruz çünkü oyunun geliştirici ekibinin AI Lead’i bir Türk. Göksu Uğur’a buradan bu kadar muazzam bir iş çıkarttıkları için teşekkürlerimi iletmek istiyorum. Umarım yolu her zaman aydınlık olur ve kendisini çok daha fazla projede görürüz. Ragnarök’te yapay zeka gerçekten inanılmaz şekilde programlanmış. Hem düşmanlarımız hem de yoldaşlarımızın hareketleri ilk oyunun çok ötesinde. Özellikle yoldaşlarımız daha net saldırılar yapıyorlar, sizi daha iyi takip ediyorlar ve size çok daha fazla yardımcı oluyorlar. Düşmanlar üstünüze akın akın geliyorlar ve sizi ciddi anlamda çok zor durumlara sokabiliyorlar. Eğer bir grup ile savaşıyorsanız bir tanesi bile uzaktan diğerlerinin ölmesini beklemiyor. Hepsi aynı anda sizlere hücum ediyor ve sizi aksiyon anında inanılmaz şekilde zorluyor.

Yan Karakterler ve Görevler

İlk oyunda da gördüğümüz birçok yan karakter bu oyunda da bizlere eşlik ediyor. Mimir, Freya, Brok ve Sindri başta olmak üzere birçok farklı karakterle etkileşime giriyoruz. Bu oyunda ayrıca yan karakterlerin gelişimleri harika bir şekilde işleniyor. Hepsini daha yakından tanıma fırsatı buluyoruz. Hepsinin motivasyonunu daha iyi anlıyoruz ve geçmişlerine gidiyoruz. Sadece bu saydıklarım değil bu oyunda gördüğümüz yeni yan karakterler bile birer başrol edasındalar. Hepsinin özenle yazılmış diyalogları ve karakter gelişimleri çok güzel aktarılıyor. Karşılıklı diyaloglar çok daha özenle yazılmış ve her biri çok daha derin düşünceler aktarıyor. Hepsi size sadece oyunda eşlik etmiyorlar, hikayenin ilerlemesinde de büyük bir katkıda bulunuyorlar. Birbirleri ile olan etkileşimleri de çok farklı bir boyutta. Özellikle Atreus ve Sindri’nin ilişkisi çok güzel işleniyor ve karşılıklı olarak birbirlerine içlerini döküyorlar. Onların karşılıklı konuşmalarını izlemek ve bu konuşmaları gizli yaptıklarını görmek çok keyif veriyor ve sık sık sizi güldürmeyi başarıyor.

Yan görevler ise bu oyunu gerçekten başka bir seviyeye taşıyor. Hepsi özenle kurgulanmış ve özenle yazılmış görevler sanki ana görevmiş gibi hissettiriyorlar. Bu yüzden bir tanesini bile kaçırmak istemiyorsunuz çünkü hepsinin bir hikayesi var. Hikayeleri dinlemek o kadar keyif veriyor ki bazen ilerlemeyi bırakıp sadece hikayeyi dinlemeye başlıyorsunuz. Yan görevlerde yapılan bazı konuşmalar yürekleri dağlıyor ve savaşa dertli bir şekilde girmenize sebep oluyor. Özellikle Kratos’un Pandora’nın hikayesini anlattığı bir görevde gözlerden birkaç damla yaş süzülüyor. Kratos özellikle yan görevlerde geçmişinden daha çok bahsediyor. Yunanistan’da geçen olaylardan başka bir hayat gibi bahsetmesi de gerçekten çok ince bir detay olarak karşımıza çıkıyor. Bütün bunlara detaylı bulmacalarda eklenince ortaya çok kaliteli yan görevler çıkıyor. Ragnarök yan görev kalitesi konusunda ismini en iyiler arasına yazdırmayı başarıyor.

Silahlar, Kalkan ve Aksiyon

Ragnarök’un aksiyonu ilk saatlerde serinin ilk oyununa çok benzer olsa bile oyunda ilerledikçe devamlı bir şekilde açılıyor. Başladığımız zaman önceden aldığımız beceri geliştirmeleri sıfırlanmış bir şekilde başlıyoruz. Seviye atladıkça yeni beceriler açıyoruz ve her açtığımız beceriler ile oyunun aksiyonu devamlı olarak kendisini geliştiriyor. Leviathan Baltası ilk oyunda olduğu gibi daha sağlam saldırılar yaparken hızdan ödün vermenize sebep oluyor. Kaos Bıçakları ise size istediğiniz seriliği sağlıyor. Bıçakları her salladığınızda çıkan partiküller ise sizi aksiyonun içine çekip alıyor. Doğru silahı seçmek her zaman olduğu gibi çok önemli. Bazı düşmanları Leviathan Baltası ile ezmeden önce Kaos Bıçakları ile yakmanız çok mühim. Savaş sırasında köşeye sıkışmış gibi hissederseniz hiç korkmanıza gerek yok. Savaş alanları artık daha büyük ve zemin avantajı sağlamak tamamen sizin elinizde. Kaos Bıçakları ile hızlı bir şekilde yüksek alana geçin ve hemen yeni taktikler üretin. Savaş alanlarının büyümesi ve kullanım alanının genişlemesi aksiyonun tekdüzelik sorununu almış götürmüş.

Oyunun aksiyon sistemine boyut atlatmış olan gelişme ise kalkan kullanımı. Oyunda elde ettiğiniz her bir kalkanın kendi özelliği ve kullanım şekli var. Saldırıyı bloke ettikten sonra hızlı bir saldırı mı yapmak istiyorsunuz yoksa kalabalık düşmanları iterek onların arasından sıyrılmak mı? Bu karar tamamen sizin. Kendi savaş stilinize ya da o anda bulunduğunuz savaşın taktiksel boyutuna göre kalkanınızı kuşanın. Özellikle düşmanları geri ittirdiğimiz kalkanı oyun boyunca bayılarak oynadım. Hem taktiksel üstünlüğü elime geçirmeme yardımcı oluyordu hem de düşmanların arasından sıyrılmam konusunda her zaman güvenebileceğim bir dost oldu.

Yetenekler

İlk oyunda olduğu gibi silahlarınızın kendisine özgü yetenekleri var. Silahların seviyesini artırdıkça bu yetenekleri seviye puanları kullanarak açabiliyorsunuz. Yetenek ağacı bütün silahlar için yeterince farklı seçenek sunmakta. Burada yapılan en büyük geliştirme ise Mod Nişanları adı verilen yetenek yükseltmeleri. Bir yeteneği belli sayıda kullandıktan sonra yeteneğiniz de seviye atlıyor. Örneğin 10 kez kullandıktan sonra “bronz”, 20 kez kullandıktan sonra “gümüş” ve 30 kez kullanınca “altın” oluyor. Altın olduktan sonra ise Mod Nişanları açılıyor. Burada size yeteneğin özelliğine göre üç farklı nişan seçme şansı tanıyor. Bunlar örnek olarak “hasar”, “sersemletme” ve “ivme” gibi özellikler sağlıyor. Harika düşünülen ve kurgulanan bir özellik, severek kullandığım ve düşmana göre sık sık değiştirdiğim bir özellik oldu. Küçük düşmanlar için hasar odaklı giderken daha büyük düşmanlar için sıkça sersemletme ve element modları seçtim.

Yapılan başka bir geliştirme ise yoldaşlarımızın yetenek ağaçlarında. Yoldaşlarımızın hepsinin ayrı ayrı yetenek ağaçları var. Ayrıca yoldaşlarımızın her birinin kendi silahlarına ve tarzlarına uygun yetenekleri bulunuyor. Nasıl bir aksiyona girdiğinize göre burada geliştirme sırası da tamamen size kalıyor. İlk oyunun aksine bu sefer aksiyonlar sonrasında yoldaşlarımız da kendi seviye puanlarını kazanıyorlar. Bu seviye puanları ile birlikte onların yeni becerilerini açabiliyor ve geliştirmeler yapabiliyorsunuz. Seviye puanlarının ortak kullanımdan ayrılıp karakter özelinde olması çok güzel bir geliştirme olmuş. Karakterleri aynı anda istediğimiz gibi geliştirmemize olanak sağlayan bu sistem bir hayli hoş duruyor.

Erişilebilirlik

Oyun çıkmadan önce dikkatimi çeken konulardan biri de erişilebilirlik ayarları oldu. Bu ayalar ile ilgili en büyük amaç belirli engeli olan kişilere ve daha fazla oyuncu kitlesine ulaşabilmek ve oyun deneyimini onlar için daha iyi kılmak. Oyuncuların oynanış tecrübelerine ve ihtiyaçlarına göre düzenleyebildikleri 70’ten fazla erişilebilirlik ayarı duyuruldu. Bu sayı normalde gördüğümüzün çok daha üstünde. Bu ayarlar genel olarak kullanıcı arayüzüne ve kontrol cihazı ayarlarına odaklanmış durumda. Altyazı ve ses gibi ayarlarda zaman zaman çok fazla işinize yarayabiliyorlar. Özellikle oyunda altyazılar arkasında otomatik bir buğulama ile başlıyorlar. Bu, oyunu da buğuladığı için ben kapatmayı tercih edenlerden oldum. Bu şekilde ayarların kullanıcıya bırakılmış olması gerçekten çok güzel. Herkes kendisi için uygun olan ayarları istediği gibi ayarlayıp oyun deneyimini bir üst seviyeye çıkartabiliyor.

Ragnarök’ta DualSense

DualSense öyle bir kontrolcü ki insanın elinden düşüresi gelmiyor. Kontrolcünün göz bebekleri olan Adaptive Trigger ve Haptic Feedback için Santa Monica biz oyuncuları şaşırtmamış ve dersine çok iyi çalışmış. Zipline ile karşıdan karşıya geçerken halattaki sürtünme hissiyatını oyuncuya bu denli başarılı bir şekilde yansıtmak bambaşka bir seviye. Atmosfere uygun titreşim ve efektler, sinematikler sırasında sunulan benzersiz hissiyat… DualSense, God of War: Ragnarök ile birlikte bizler yeni neslin en iyi kontrolcüsü olduğunu kesinlikle kanıtladı.

İstanbul’da Ragnarök Soğukları

Ragnarök çok başka bir konuda da aslında dikkatleri üstüne çekmeyi başardı. Yakın zamanda bu kadar kapsamlı bir oyun reklam kampanyasına şahit olmamıştım. Özellikle bunun ülkemizde de yapılması beni bir hayli mutlu etti. Duvarlarda gördüğümüz oyunun logosu ve hemen altında “Ragnarök Yaklaşıyor” yazısı ilk gördüğüm zaman beni şok etmişti. Böyle bir şey görmeyi hiç beklemiyordum. Hem logo hem de yazının fontu o kadar güzeldi ki benim evime de yapılmasını içtenlikle istedim. Daha sonra muazzam bir reklam ile karşılaştım. Şu ana kadar yurtdışında birçok kez metrolara reklam verildiğini görmüştüm. Ancak ilk kez İstanbul metrosunda bunu görmek gerçekten çok büyüleyiciydi. Buradan Sony Türkiye’ye bu kampanya için çok teşekkür ediyorum. Umarım ileride daha büyüklerini sıkça tekrardan görürüz.

Sonuç

God of War: Ragnarök oyun ödüllerinde 10 farklı adaylık aldı. Hiç şüphesiz ki en az 7 tanesini eve götürecektir. Özellikle Yılın En İyi Oyunu ödülünde en güçlü iki adaydan birisi. Benim içinse yılın açık ara en iyi oyunu. Çevre tasarımları ile büyüleyen, yan görevleri ile bir kez olsun sıkmayan, aksiyonu ile yükselmenizi sağlayan muazzam bir oyun. Her konuda en iyisini yapmayı başarıyor. Özellikle sürprizlerle dolu hikayesi ve muhteşem hikaye anlatıcılığı ile beni büyülemeyi başardı. Zaman zaman güldürdü zaman zaman ağlattı. Epik sahneleriyle beraber her duyguyu yaşatmayı başardı.

God of War: Ragnarök İnceleme
Sonuç Olarak
God of War: Ragnarök her açıdan en üst düzeyde yapılmış bir yapım. Yılın oyunu ödülünü almak için en güçlü adaylardan birisi.
Oynanış
9.5
Hikaye
10
Grafik
9.5
Atmosfer
10
Müzik
10
Okuyucu Derecelendirmesi8 Oy
9.5
Artılar
Hikaye ile bağlantılı yan görevler
Diyarların sanat tasarımı
Tek kamera çekimi
Hikaye anlatıcılığı
DualSense ile oynamanın verdiği his
Eksiler
Başlarda aksiyonun eski hissettirmesi
Yan karakterlerin puzzlelara çok yardım etmesi
9.8

Leave a comment

0.0/5

Oynanış
Hikaye
Grafik
Atmosfer
Müzik
Toplam Puan