Marvel’s Guardians of the Galaxy, 2021 yılının en sürpriz oyunlarından biri oldu. Yapımcılar çok fazla reklam yapmadılar. Oyun çıktıktan sonra da üstüne çok fazla konuşulmadı. Bunun en büyük sebebi ise yapımcının bir önceki oyununun çok tartışılan Marvel’s Avengers olması. Şirket yaptıkları hatadan ders almış ve servis bazlı bir oyun yerine hikaye odaklı düz aksiyon oyunu çıkartmış. Guardians of the Galaxy sadece galaksiyi değil şirketin ününü de korumuş gibi gözüküyor. Gelin hep beraber eğlenceli ve toksik ekibimizin maceralarına göz atalım.
Star Lord Gerçek Bir Lider
Guardians of the Galaxy 5 kişilik bir ekip olmasına rağmen oyun boyunca sadece ekibin lideri olan Star Lord ile oynuyoruz. Hem hikaye hem de oyunun mekanikleri bize gerçek bir lider olduğumuzu her zaman hissettiriyor. Hikaye boyunca yapılan konuşmalardan da anladığımız üzere bu ekibimizin ilk rodeosu değil. Bu yüzden biz de toy bir lider değiliz. Ekibin diğer üyelerini savaş alanında yönlendiriyoruz ve önemli bir karar almadan önce onların fikirlerini alıyoruz. Yine de öğrenmemiz gereken bir çok şey var. Ekibimizin üyeleri adeta birer kapalı kutu. Geçmişleri hakkında fazla konuşmak istememelerine şaşırmıyoruz. İlerledikçe altın kalplerinin derinliklerine gömdükleri acıları öğrenmeye başlıyoruz. Bu yüzden oyun boyunca sadece galaksinin dört bir yanındaki tehditlerle değil geçmişlerimiz ile de bir mücadele halindeyiz. Onlarla konuşmak ve ekibi bir aile haline getirmek de oyun boyunca ekibin liderinin görevi. Hem galaksiyi kurtarmak hem de bu acılarla yüzleşmek sadece gerçek bir liderin yapabileceği bir iş.
Ekip İşi
Oyunda sadece Star Lord olarak oynasak bile ana oynanış mekaniği bütün ekibe liderlik etmek üzerine kurgulanmış. Bütün karakterlerin kendisine özgü 4 farklı saldırı yeteneği var. Bunlardan biri ise özel saldırı yeteneği. Özel saldırı yetenekleri hikayede geldiğiniz noktaya göre açılıyor. Ancak diğer yetenekleri savaşlardan topladığınız puanlar ile birlikte açıyorsunuz. Aksiyon sırasında karakterlerimizin kendileri bu özelliklerini kullanmıyorlar. Hangi karakterin hangi özel saldırıyı kullanacağına siz karar veriyorsunuz. Bu mekanik oyuna çok güzel bir şekilde entegre edilmiş. Çünkü özel güçleri kullanmazsanız aksiyonlar gerçekten çok zorlaşıyor. Bunun yanında savaş alanlarında etkileşime geçebileceğiniz objeler de bulunuyor. Bu objeler de karakterlerimizin kullandıkları silahlara veya güçlerine göre değişiyor. Örnek verecek olursam Drax büyük objeleri kaldırıp düşmanlara atıyor ve Rocket yerde bulunan bombaları patlatıyor. Bu etkileşimli objeler ve özel saldırılar aksiyonu eğlenceli ve çeşitli kılıyor.
Güzel ama İngilizce
Guardians of the Galaxy gerçekten çok konuşuyor. Savaş alanında bile susmuyorlar. Yaptığınız her harekete söyleyecek sözleri var. Siz keşif yaparken sürekli ya size ya da birbirlerine sataşıyorlar. Oyun çok düz bir aksiyon-macera oyunu gibi gözükse de yapımcılar hikayeye ve diyaloglara çok özenmişler. Bu tarz oyunların sayısı günümüzde azalmış durumda. Bu yüzden bu şekilde çıkan oyunlar çok değerli hale geldiler. Aslında bu güzel bir şey ama oyunumuzun herhangi bir Türkçe dil desteği bulunmuyor. Bu da oyunu anlamayı çok zor hale getiriyor. Ekibimizin arasında konuşulanları anlamayınca da oyunun keyfi bir hayli azalıyor. Çünkü benim oyunda en sevdiğim şey kesinlikle diyaloglardı. Özellikle oyuna sonradan katılan bir karakter çok ağır bir İngilizce ile konuşuyor ve onu sözlüğe bakmadan anlamak çok zor. Ekibimiz bile konuştuğu ağır dili anlamayıp onunla dalga geçerken bizim oyunu anlamamız da zorlaşıyor.
Huddle Up!
Türkçe de “Toplanmak” anlamına gelen Huddle Up aslında bir oyun mekaniği. Ancak sıradan bir oyun mekaniği değil. Uzun zamandır bir oyunda gördüğüm en eğlenceli mekanik diyebilirim. Savaş alanında bir ekip puanı topluyoruz. Bu puanlar belli bir seviyeye geldiğinde bu mekaniği kullanmaya hak kazanıyoruz. Mekaniği kullanmak için tuşlara bastığımızda Star Lord bütün ekibi topluyor. Ekibimiz savaş alanı ile ilgili olumlu veya olumsuz geri bildirimler veriyor bize. Bu geri bildirimlerden bir kaç kilit kelimeyi seçiyoruz. O kilit kelimeleri kullanarak bize sunulan iki diyalogdan birini seçiyoruz. Doğru seçimi yaptığımızda Star Lord ekibe müthiş bir motivasyon konuşması yapıyor ve ekip bir anda kendine geliyor. Sonrasında ise oyunun kaliteli müziklerinden biri eşliğinde savaş alanına geri dönüyoruz. Kısa bir süre bütün özel yeteneklerin bekleme süreleri anında sıfırlanıyor ve savaş alanına dehşet saçıyoruz. Arkada son ses “The Final Countdown” çalarken düşmanları tarumar etmek inanılmaz keyifli bir hale geliyor.
Müzikler ve Optimizasyon
Star Lord sadece iyi bir lider değil aynı zamanda iyi bir müzik dinleyicisi. Oyunun her anında size harika rock müzikleri eşlik ediyor. Bunun yanında oyun için bir tane de özel rock albümü yapmışlar. Bu arada 2021 yılında çıkış yapan ve en iyi müziklere sahip olan başka oyunları görmek istiyorsanız bu yazımızı mutlaka okuyun.
Optimizasyon konusunda ise maalesef çok iyimser konuşamıyorum. Oyunu PS4 slim üzerinden oynadım. Haritada gezerken çok fazla sıkıntı yaşamadım ancak bazı savaşlarda ciddi FPS düşüşlerine şahit oldum. Bu durum oyunu kıracak seviyede olmasa bile oyuncuyu rahatsız edecek seviyede.
Son Sözler
Oyun yapmak istediklerini artıları ve eksileri ile yapmış. Benim gibi açık dünya oyunlarından bunaldıysanız ve düz aksiyon aradığınız bir dönemdeyseniz bu oyuna bir fırsat vermelisiniz. Hikayesi akıcı ve diyalogları çok güzel yazılmış. Karakterlerin hepsinin bir motivasyonu ve arka planı var. Ancak oyunu anlamak için belli bir düzeyde İngilizce bilmeniz gerekiyor. Oyunun en güzel yanı ise hem Xbox Game Pass hem de PS Plus aboneliklerinde şu anda mevcut olması. Eğer ikisinden birinde bir aboneliğiniz var ise ve oynayacak oyun arıyorsanız kesinlikle bu oyuna bir şans vermelisiniz.
1 Comment
Kaan Mert Koç
mehmet beyi bir zamandır takip ediyorum, kendisinin içerikleri oldukça hoşuma gidiyor ludenoid’i bu transfer için tebrik ediyorum.