Geçmişten günümüze Need For Speed oyunları… Most Wanted’dan tutun Heat’e kadar oldukça fazla Need for Speed oyunu çıkış yaptı. Özellikle ülkemizdeki oyuncuların kalbinde önemli bir yere sahip olan seri, son senelerde gözlerden baya düştü. Çünkü araba oyunları piyasasında “Forza ve Gran Turismo” markaları oldukça hızlı yükseldi. Tabii doğal olarak oyuncular da bu markaları tercih etmeye başladı. 2019’un Ekim ayında çıkan Need for Speed Heat’ten sonra seri 3 yıl boyunca sessizliğe gömüldü. Ta ki Need for Speed Unbound tanıtılana kadar.
Criterion ve EA tarafından yapılan oyun, karakterler için çizgi filimsi modellemeler içeriyor. Ekstra olarak da oyun içerisinde “anime” tarzı çizimler ve görsel efektler barındırıyor. İlk tanıtıldığında serinin hayranlarını kuşkuya düşüren oyun, aynı zamanda ülkemizde fiyatıyla da biz oyuncuları ekstra olarak kuşkuya düşürmüştü. çünkü piyasada Forza ve Gran Turismo gibi rakipler varken neden Need for Speed’i tercih edecektik ki? İşte bunun cevabını videomuzda siz izleyicilerimize vermeye çalışacağız. İncelemeye geçmeden önce Electronic Arts’a ve EA Creator Network’e bize oyunun kodunu sağladığı için teşekkür etmek lazım. Lafı daha fazla dolandırmadan sizi inceleme yazımıza alalım. Karşınızda Need for Speed: Unbound.
Hikaye (Oyunun Giriş Kısmından Spoiler İçerir)
İlk önce hikaye tarafına bakacak olursak bu tarafta oyun bizlere ortalama bir hikaye sunuyor diyebiliriz. Zaten bir yarış oyunundan da Metal Gear hikayesi beklememiz pek doğru olmaz. Oyunu ilk defa açtığımda böyle güzel bir sinematikle falan beni etkilemesini bekliyordum ama öyle bir şey olmadı. Her Need for Speed oyununda olduğu gibi ilerledikçe fikirlerim tamamen değişti. Bunun sebebi ise oyunun hikayesi birden şekillenmeye başlaması ve güzelleşmesiydi. Lakabı “Yaz” olan bir kadın ile birlikte, artık hurda olmuş bir arabayı alıp, yeniden yapıp oyunun haritası olan Lakeshore şehrinde küçük yarışlara katılarak kendi gücümüzü ve itibarımızı yükseltmeyi hedefliyoruz. Fakat işler bizim için pek de güzel gitmiyor. “Yaz”, bize ihanet ediyor ve oyundaki baş rakibimiz haline geliyor. Bu yaşananların sonucunda küçük küçük yarışlara katılarak oyunun sonunda gerçekleşecek olan “The Grand” adlı final yarışı için hazırlıklarımızı yapmaya başlıyoruz. Temel olarak böyle. Unbound, bir yarış oyunu için gayet yeterli bir hikayeye sahip diyebiliriz.
Oynanış
Sanırsam bir araba oyununun en ama en önemli özelliğinin oynanışının olduğunu biliyorsunuzdur. Need for Speed oyunları geçmişten günümüze “arcade” başlığı altında yapılan yarış oyunlarıdır. Yani şöyle; Gran Turismo “simülasyon” başlığı altında bir yarış oyunu olarak önümüze sunuluyorken Need for Speed “arcade” başlığı altında sunuluyor. Yani birisi oyunculara “gerçekçilik” hissiyatı vermeyi hedeflerken diğeri oyunculara “eğlenceyi” vermeyi hedefliyor. O yüzden Unbound’u “sürüş hissiyatı hiç gerçekçi değil“ diyerekten eleştirmemiz pek mantıklı olmaz.
İlk önce oyunun içerisinde yer alan yarış modlarına değinelim
Daha demin hikaye tarafında anlattığımız gibi oyun içerisinde küçük yarışlara katılarak, oyunun sonunda gerçekleşecek olan final yarışı için hazırlıklarımızı yapıyoruz. Oyunun içerisinde bir takvim var ve bu takvim ilerledikçe yarışlara katılma şansımız doğuyor. Bu yarışlara “Meet UP” yani buluşma adı veriliyor. Haritadan “Meet Up” işaretine gidip yarışlarımızı yapıyoruz ve sıramıza göre para ödülü kazanıyoruz. Bu yarışlar hem gece oluyor hem de gündüz oluyor. Yani gece olan yarışlar farklı gündüz olan yarışlar farklı. Oyundaki ilerlememiz tamamen buna dayanıyor. Takvimler yavaş yavaş final yarışına ilerliyor ve oyun içerisinde süreç bu şekilde devam ediyor.
Oyun içerisinde bulunan Sürüş Mekaniğine ve Hissiyatına değinecek olursak
Bir “arcade” yarış oyunundan da bekleyeceğimiz üzere oyunda araba sürmek gerçekten çok keyifli ve eğlenceli. Yarışları kazanmak ve oyunda rakiplerinizden daha hızlı gitmek, Heat’teki gibi drift sonrası gazlama mantığına dayanıyor. Eğer güzel zamanlamayla birlikte drift ile nitroyu düzgün kullanırsanız rakiplerinizden daha hızlı olabiliyorsunuz. Bir diğer değinmemiz gereken nokta ise oyundaki yeni “Nitro Sistemi”. Drift yaparak ve araçların havada kalma süresine bağlı kalarak nitromuz farklı bir bölümde dolmaya başlıyor. Bu dolum sırasında nitroyu kullanırsak, acayip bir hızlanma yaşıyoruz. Eğer normal bir zamanda nitroyu kullanırsak daha az hızlanıyoruz. Mantığı tamamen bu.
Oyun içerisindeki Rakip sürücülerin ve bizi durdurmaya çalışan polislerin yapay zekasından bahsetmek gerekirse, özellikle polisler birazcık sınıfta kalmış.
Oyunda bizi kovalayan polisler neredeyse kovalayamıyor. Çok rahat bir şekilde kurtulabiliyorsunuz. Need for Speed Heat’te polislerden kaçamadığım, gece kazandığım paraların boşa gittiği milyon tane an olmuştur. Unbound’ın polis yapay zekası konusunda ileriye gitmesi lazımken böyle olması beni bir hayli üzdü. Rakip sürücülerden bahsedecek olursak serinin diğer oyunlarından daha agresif bir yapay zeka karşımıza çıkıyor. Bizi daha çok geçmeye çalışıp risk alabiliyorlar. Bir araba oyununda bunun olması gerçekten çok güzel bir şey. Forza Horizon 5’te yapay zeka zorluğunu ne kadar ileri alırsam alayım genellikle yarışları 1. bitiriyordum. Unbound’da çokça 2. ve 3. bitirdiğim oldu. Oynanış tarafında Unbound bizlere klasik bir Need for Speed deneyimi sunuyor, ne eksik ne fazla. Tam bir “arcade” yarış oyunu.
Karakter Kişiselleştirmesi ve Araç Modifikasyonu
Heat’te bildiğiniz üzere karakterimizi t-shirt ve ayakkabı gibi öğelerle düzenleyebiliyorduk fakat tipini değiştiremiyorduk. Unbound’taki kişiselleştirme seçenekleri gerçekten çok güzel ve çeşitli olmuş. Oyunun başında bize verilen 7 karakterden istediğimizi seçip, karakterin; saçını, sakalını ve göz rengini değiştirebiliyoruz. Kıyafetler tarafında ise gerçekten çok fazla marka var. Champion’dan tutun Puma’ya, Puma’dan tutun Versace’ye çok güzel markalar var. Bu markaların T-shirtlerini, montlarını, şortlarını, pantolonlarını ve ayakkabılarını istediğimiz kombinasyonla oyun içerisinde kazandığımız paralarla alabiliyoruz.
Araçların modifikasyonu kısmına gelecek olursak; klasik bir NFS oyununda olduğu gibi çokça seçenek var. Tekerleklerden tutun arka tampona kadar çoğu şeyi değiştirebiliyoruz. Fakat önceki oyunlara karşı ekstra olarak şöyle bir şey var; “Body Kit” bölümünde kendi tercihimize göre teker teker parçaları değiştirmek yerine, aracın tamamını tek seferde değiştirebiliyoruz. Bu şekilde teker teker parçaları değişitrmek yerine tek seferde daha güzel hazır bir görünüme erişebiliyoruz.
Araç Çeşitliliği
Need for Speed Unbound bu noktada birazcık sınıfta kalmış. Çünkü Forza Horizon 5’te 600’ü aşkın, Gran Turismo 7’de 400’ü aşkın araba var. Maalesef Need for Speed Unbound’da tamı tamına 140 araba var. Yani araba sevdalısı bir oyuncuysanız ve araç çeşitliliğini önemsiyorsanız, piyasada 500-600 arabaya sahip oyunlar varken neden Unbound’u tercih edersiniz ki? keşke Electronic Arts ortada bu kadar rakip varken araç çeşitliliği konusunda bir tık daha geliştirseydi kendini.
Görsellik
Bildiğiniz gibi Electronic Arts, seride ilk defa oyunu sadece yeni nesil platformlara çıkarttı. Yani bu sebepten grafikler konusunda serinin hayranlarını heyecanlandırdı. Fakat bu oyun Heat ile neredeyse aynı gözüküyor. Yani şöyle bir bakacak olursak “yeni nesil” denilecek seviyede durmuyor oyun. Ortada “yeni nesil” ibaresi dönünce normal olarak mükemmel bir görsellik bekliyor insan. Genel olarak grafikleri leş denilecek seviyede değil ama öyle abartı bir şey de yok. Araçların kaplama kalitelerinden ve detaylarından bahsetmek gerekirse yapımcı ekibin oyunun çıkışından önce dediği gibi serinin en güzel ve detaylı gözüken arabaları bu oyunda yer alıyor.
Görsellik Tarzı ve Sanat Tasarımı
Oyun başlangıçta normal bir dünyada geçen NFS oyunu olarak gözükse de arabayı sürmeye başladığımız anda görsel efektlerin önümüze sunuluşunu izliyoruz. Drift atarken çıkan çizimler ve nitroyu kullandığımızda çıkan renkli görsellerle birlikte oyun, çok güzel gözüküyor. Karakter tasarımlarını konuşmak gerekirse adeta bir animasyon filminden fırlamış karakterler karşımıza çıkıyor. Bana sorarsanız karakterler oyunun dünyasının içerisinde bir tık absürt durmuş. Çünkü oyunun geçtiği dünya klasik gerçek dünya, ama içerisinde yaşayanlar animasyon karakteri olunca uyuşmazlık oluyor. Görsellik açısından tek yakındığım konu bu, efektler vesaire oldukça iyi olmuş.
Müzik ve Ses Tasarımı
İncelemenin başından beri burayı konuşmak istiyorum çünkü oyunun en iyi olduğu noktalardan birisi müzik ve ses Tasarımı. Arabayı sürerken ya da yarışlardan önce çalan şarkılar tam gaza getirici cinsten. Oyunda gerçekten tam yarış oyununda aradığınız şarkılar var. İçerisinde “ASAP Rocky” ve “Playboi Carti” gibi şarkıcıların bulunduğu müzik listesinde tamı tamına 69 tane şarkı var ve hepsi birbirinden güzel. Araçların seslerinden bahsetmek gerekirse önceki oyunlara nazaran çok daha temiz ve net bir ses geliyor kulağımıza. Tabii Forza ve Gran Turismodan daha iyi olup olmadığı tartışılması gereken bir konu.
Oyunun Bilgisayar Tarafındaki Performansı ve Optimizasyonu
Oyunda ufak tefek optimizasyon problemleri var. Fakat öyle her saniye yaşanan FPS Droplar falan kesinlikle söz konusu bile değil. Oyun önerilen sistem gereksinimleri olarak “RTX 2070” istediği halde ben oyunu RTX 2060 ile oynayarak, gram sıkıntı yaşamadan “Yüksek” ayarlarda oyunu 60 FPS sabit bir şekilde deneyimledim. Oyun içerisinde herhangi bir bug’a ve hataya rastlamadım.
Konuyu Toparlamak Gerekirse
Oyunu oynamadan önce diyeceğimi düşünmezdim ama bu sene Gran Turismo 7’de oldukça uzun saatler geçirmiş birisi olarak, Need for Speed Unbound’dan daha çok keyif aldım. Çünkü bana yarış oyunlarından uzun süredir almadığım tadı verdi. Aksiyon dolu hızlı yarışlar ve daha önce hiçbir yarış oyununda görmediğimiz sanat tasarımı, çok güzel hissettirdi. Oyunun fiyatı konusuna değinmek gerekirse, ülkemizde her oyunda olduğu gibi Unbound da astronomik fiyata sahip. Unbound’ın normal sürümü PlayStation 5 ve Xbox Series X/S platformlarında 1400 Lira, Steam’de ise 1200 Lira. Palace sürümünün fiyatı ise PlayStation 5 ve Xbox Series X/S platformlarında 1600 Lira, Steam tarafında ise 1400 Lira. Eğer oyuna bu paraları vermek istemiyorsanız, alıp almama konusunda kafanızda soru işaretleri varsa EA Play üyeliği ile birlikte oyunu 10 saat deneyip alıp almayacağına karar verebilirsiniz.
