Özellikle PS+ Extra ve PS+ Deluxe çıktıktan sonra gereksiz derecede pahalı olan Spider-Man’in DLC’sini birçok insanın oynama fırsatı bulacağını düşünüyorum. Peki, Miles Morales ana oyunun üzerine neler ekliyor? Farklı hissettiriyor mu? Gelin, Spider-Man: Miles Morales İnceleme yazımızda buna bakalım.
Oynanış
Spider-Man’i ilk oynadığım zaman bana platin kupa aldırtan şey oynanışı olmuştu. Hikaye veya çeşitlilik olarak bakıldığında epey zayıftı. Ancak ağ atmak ve düşman dövmek o kadar keyifliydi ki bütün o tekrar eden yan görevleri yaptırtmıştı.
Miles Morales’den de tek beklentim buydu aslında. Oynanışı biraz olsun farklı hissettirirse görevler istediği kadar tekrar etsin yine de kendisini oynatırdı. Fakat maalesef oynanış birebir aynı. Bu Spider-Man: Miles Morales DLC’si ile birlikte oynanış namına tek değişen şey artık elektrikli yumrukları atıyor oluşumuz. Ve bu gerçekten hiç farklı hissettiren bir durum değil.
“Kullandığımız cihazlarda durum ne?” diye sorabilirsiniz. Kullandığımız araç gereçler elbette ki ana oyunla birebir aynı değil; ancak yarattığı farkın da elektrikli yumruktan pek bir farkı yok maalesef. Oynanış kısmında bana tek keyif veren değişiklik (zaten saydıklarımdan başka söylemeye değer değişiklik yok.) şehirde ağ atarak gezerken karakterin yaptığı hareketler oldu. Miles Morales ile şehirde gezmek çok daha eğlenceli olmuş. Tabii ki şehirde gezerken kullanabildiğimiz ağ atma şekillerinde hiçbir fark yok. Tek fark karakterdeki animasyonlar. Bu animasyonların direkt olarak çok sevdiğim “Örümcek-Adam: Örümcek Evreninde” filminden esinlenilmiş olması da beni ayrı bir sevindirdi.
Ana oyunda olduğu gibi bu oyunda da kostümler epey bir şık. Oyuna etkileri inanılmaz boyutlarda değil ama farklı hissettirebilen kostümler de mevcut.
Hikaye
Açıkçası, yapısal olarak bakıldığında DLC ile ana oyunun hikayeleri epey benzerlik gösteriyor. Demek istediğim şu: Ana oyunda hikaye çok tahmin edilebilir ve öncesinde gördüğümüz hikayelere çok benzer şekildeydi. Aynı şey Spider-Man: Miles Morales için de geçerli. Öncesinde gördüğümüz hikayelere benzer ve tahmin edilebilir biçimde ilerliyor.
Peki hikaye tahmin edilebilir olsa bile takip etmesi keyifli mi? İyi tarafları var tabii ki ancak merak uyandıran unsurlar epey az. Doğrusunu söylemek gerekirse hikayeyi deneyim ederken pek keyif alamadım. Ancak bu durum epey subjektif kaçıyor. Ben hikayeden çok, açık dünyada gezerken giren JJJ’in konuşmalarını ve yeni eklenen The Danikast’ı dinlemekten çok keyif aldım. Göreve girmeden önce onların konuşmasının bitmesini bile bekledim. Miles Morales’in hikayesi önceden deneyim ettiklerimizden pek de farklı değil. Fakat buna rağmen yine de keyif alabilirsiniz.
Grafikler ve Optimizasyon
Ben oyunu PS4 Slim üzerinden oynadım. Özellike görevlerin bazı yerlerinde çok fazla düşman olduğunda oyun hafif donabiliyor. Ancak bunlar göze batan ve oyunu oynatmayacak seviyede olan donmalar değil. Genel olarak optimizasyon konusunda iyi iş çıkardıklarını söyleyebilirim.
Grafikler ise (PS4 versiyonu için) ana oyundan pek de farklı değil. PS5 görüntülerini izlediğimde grafiksel gelişim gözle görülür seviyedeydi. PS4’te ise gelişim “vay be!” dedirtecek seviyede kesinlikle değil. Gelişim az olsa da gün batımına karşı ağ atarak şehirde dolaşmak ana oyunda olduğu gibi hala çok keyifli.
Ekler
Spider-Man: Miles Morales her şeyiyle ana oyuna çok benzer. Yeni PS+ aboneliği üzerinden alıp oynamak bence en mantıklısı. Kesinlikle mağazalarda satıldığı fiyata alınıp oynanmamalı.
Spider-Man: Miles Morales İnceleme yazımızı okuduğunuz için teşekkür ederiz. A Plague Tale: Innocence incelememizi okuyabilir, dilerseniz bizleri Twitter ve Twitch üzerinden takip edebilirisiniz.
