Skip to content Skip to footer

The Witcher: Nightmare Of The Wolf İnceleme

Netflix şirketi son zamanlarda animasyon sektörüne büyük yatırımlar yapmaya başladı. Art arda çıkardığı animeler ve animasyon filmleri ile bu konudaki kararlılığını gösteren Netflix, Castlevania gibi başarılı işlere imza atarak büyük bir kitlenin ilgisini çekti. Son olarak The Witcher: Nightmare Of The Wolf animesiyle Netflix, kendi çıtasını üst noktalara taşımayı başardı.

Foto Galeri: The Witcher: Nightmare of the Wolf karakter posterleri

Nedir efendim bu Witcher?

Andrzej Sapkowski’nin meşhur fantastik roman serisi The Witcher’ı, belki kitaplarından belki Netflix’te çıkan dizisinden ya da büyük bir ihtimalle oyunlarından tanıyorsunuzdur. Özellikle CD Projekt Red firmasının meşhur oyunu The Witcher 3: Wild Hunt ile büyük bir ün kazanan seri, en fazla tüketilen fantastik içerikler arasında kendine yer bulmayı başardı. Bu başarı bir tesadüf mü? Bana sorarsanız hem evet hem hayır. The Witcher markası, bilgisayar oyunlarının oyuncular tarafından beğenilmesinin ekmeğini bol bol yedi. Bu işin tesadüf kısmı. CD Projekt Red firması öyle sağlam bir oyun sundu ki bizlere, hepimiz Geralt’ın cazibesine kapılarak saatlerimizi ekran başında harcadık. Tesadüf olmayan kısım ise Witcher evreninin hali hazırda sağlam bir lore’a sahip olması. Genişlemeye oldukça müsait olan bu dünyada anlatılmayı bekleyen çok fazla hikaye var.

The Witcher evreni, sizleri daha önce hiç görmediğiniz kadar sert ve gri bir dünyaya götürüyor. Büyünün ve büyülü binlerce çeşit yaratığın var olduğu insafsız bir dünyada, insanların hayatta kalma şansı sizce nedir? Vampirlerden kurt adamlara, garkolanlardan basilisklere kadar envaiçeşit yaratığın kol gezdiği bir dünyada kral ya da köylü olmanız fark eder mi? Köyünüze yaratıklar dadandığında, en sevdikleriniz ölümde bile huzur bulamayıp hayalet olarak geri döndüklerinde, çocuklarınız korkunç yaratıkların eline düştüğünde ne yapacaksınız? Kimden yardım isteyeceksiniz? Aslında cevap basit; bir Witcher çağırın.

witcherdaily Tumblr posts - Tumbral.com

Witcherlar, yarı mutant yarı insan diyebileceğimiz, büyü ve simyanın birleşiminden ortaya çıkmış tuhaf varlıklardır. İnanılmaz büyü güçleri olmasa da belli başlı temel büyüleri kullanabilen, sıradan bir insandan daha çevik, güçlü ve hassas hislere sahip, çağının en büyük kılıç ustaları diyebileceğimiz acımasız avcılardır. Adeta birer canavar kasabı olarak diyarda dolaşan bu avcıların işlerini yapması için gereken tek bir şey vardır: Para. Witcherlar, Witcher olmayı bir meslek olarak görürler ve işlerini oldukça ciddiye alırlar. Asla ama asla hayrına iş yapmazlar. Eh onları suçlayamayız değil mi? Herkes karnını bir şekilde doyurmalı.

Her ne kadar diyarda dolaşıp yaratıklar avlayan birçok Witcher olsa da seriye önceden hakim olanların çok iyi bildiği bir Witcher mevcut: Rivialı Geralt. Kitaplarından oyunlarına kadar pek çok yerde Geralt karakteri, olayları bizzat deneyimleyen kişi olduğundan onu ve yaşadıklarını oldukça iyi biliyoruz. Kendi zamanının efsane Witcher’larından biri olan Geralt, hikayesi ile bizleri kendine hayran bırakmıştı. Sahi lafı gelmişken Geralt’ın öğretmeni, akıl hocası ve dostu olan Vesemir hakkında ne kadar az şey biliyoruz değil mi? Onun hayatını ve deneyimlerini bilmek güzel olmaz mıydı? İşte Nightmare of The Wolf animesi tam olarak burada devreye giriyor ve bizleri Geralt’ın daha çamurun içinde hoplayıp zıplayan bir çocuk olduğu zamanlara yani Vesemir’in gençliğine götürüyor.

Anime Filmi "The Witcher: Nightmare of the Wolf"tan Altyazılı Fragman -  Haberler - Beyazperde.com

İyi veya kötü yoktur. Eylemler ve sonuçları vardır.

Nightmare of The Wolf animesi, daha açılış sekansında bizlere bu evrenin ne kadar gaddar olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Ormanda yolculuk eden soylu bir aile, güçlü bir yaratığın saldırısına uğruyor. Babasını ve tüm kız kardeşlerini ormanda kaybeden ailenin genç oğlu, Vesemir tarafından kurtarılıyor. Kurtarılan genç çocuk, Kaedwen ülkesinin meclis üyelerinden biri olan güçlü büyücü Tetra’ya teslim ediliyor. Tetra, Witcher’ların birer mutant olmasını bahane ederek kendince haklı sebeplerle Witcherlar’ı yok etmek isteyen ve bunun için elinden geleni yapacak olan biridir. Çeşitli entrikalar ve kirli politik oyunlarla Kaedwen ülkesini Witcherlar’a karşı dolduran Tetra, Witcher kalesi Kaer Morhen’e bir saldırı başlatır. Vesemir ise bu esnada hem onu bırakmayan geçmişiyle yüzleşmek hem de Witcher’ların karanlık sırlarını keşfederek Witcher olmanın gerçekte ne demek olduğunu çözmeye çalışacaktır.

Netflix’in En İyi İşlerinden Birisi

Film daha ilk sahnesinden itibaren bizlere görsel bir şölen yaşatıyor. Karanlık orta çağ tarzıyla ve animasyon kalitesiyle şahsen beni ekran başına kilitlemeyi başardı. Bu noktada animenin yapımcısı Studio Mir’in, daha önceden Avatar: Legend of Korra ve yine bir Netflix yapımı olan Dota: Dragon’s Blood gibi işlere imza attığını söylemekte fayda var. Kısaca şunu söylemek gerek; bu insanlar dövüşten anlıyorlar. Animenin başından sonuna kadar (1 saat 23 dakika) animasyon kalitesini bu denli koruyabilmek büyük bir başarı. Yapılan dövüşlerin kurguları, yaratık tasarımları ve atmosfer konusunda büyük iş başardıklarını söylemek gerek. Tüm bu görsel şölen, kaliteli seslendirmeler ve doğru müzik tercihiyle birleşince tadına doyum olmayan bir eser çıkıyor ortaya.

Hikaye ve kurgu tarafında da her şey gayet rafine işliyor. Film boyunca “Bu şu an neden oluyor?” gibi anlamsız sorular sormadım. Film buna hiç yer vermedi. Serinin hayranları, oyunlarda deneyim ettikleri Witcher dünyasını The Wİtcher dizisinde göremedikleri konusunda şikayetçilerdi. Netflix, bu şikayetleri dinlemiş gibi çünkü filmi izlerken “İşte aradığım Witcher bu!” dedim kendi kendime. Film boyunca neyin iyi neyin kötü olduğuna karar verememek, haklı sebeplerle yola çıkan insanların aldığı kararlardan ötürü onlara sempati duyamamak, insanların canavarlardan bile daha fazla canavarlaşabildiğine tanık olmak… Film bittikten sonra bile filmi düşünmeye devam ettim. İnsan üzerinde bu tarz etkiler yaratan fazla eser yoktur sevgili okur.

Eksilerine gelecek olursak… Açıkçası bir eksik bulmakta gerçekten zorlanıyorum. Sanırım söyleyebileceğim tek şey büyü kullanımları ile alakalı olacak. Witcherlar’ın belli miktarda büyü güçleri olduğunu ve bazı temel büyüleri kullanabildiğinden daha önce bahsettim. Bu büyüler, canavarlarla savaşmada yardımcı olsa da bir büyücünün büyüleri ile baş edemezler. Bir Witcher’ın en büyük silahları önce zekası, sonra kılıçlarıdır. Film boyunca yapılan dövüşlerde büyü kullanımlarının biraz abartıldığını söyleyebilirim. Hani “Anime efekti” dediğimiz yapılan bir hamlenin gereksiz abartılmasını burada da yer yer görmekteyiz.

The Witcher: Nightmare of the Wolf (2021) - IMDb

Uzun lafın kısası, The Witcher: Nightmare of The Wolf bu sene Netflix’in yaptığı en iyi işlerden biri. Uzun süredir Witcher evreni ile ilgili güzel bir içeriğin çıkmasını bekleyen hayranları kesinlikle tatmin edecek bir eser. Kronolojik olarak şimdiye kadar ki en eski olayları anlatan filmimiz, Witcher evrenini hiç bilmeyenler için de Witcher külliyatına giriş niteliğinde. Şahsen biri bana “Witcher’a nereden başlamalıyım?” diye soracak olursa tavsiye edeceğim ilk kaynak The Witcher: Nightmare of The Wolf olacak.

Leave a comment

0.0/5