Skip to content Skip to footer

Kena: Bridge of Spirits İnceleme

GELİŞTİRİCİ
Ember Lab
DAĞITIMCI
Ember Lab
PLATFORM
PC, PlayStation 4, PlayStation 5
İNCELENEN PLATFORM
PC
ÇIKIŞ TARİHİ
21 Eylül 2021
FİYAT
PC - 69 TL
TÜR
Aksiyon ve Macera
Puanımız
8.9

Yürekleri ısıtan hikayesi ve Pixar animasyonu tadındaki konseptiyle 21 Eylül’de çıkış yapan Kena: Bridge of Spirits, çıkışıyla birlikte çok yüksek puanlar aldı. Keşfe dayalı yapımların revaçta olduğu oyun sektörüne yeni bir soluk kazandırdı diyebiliriz. Kena: Bridge of Spirits bugüne dek kısa animasyonlarla uğraşan Ember Lab’in ilk oyun deneyimi. 14 kişilik bir ekibin emeği olan bu oyunu gelin yakından inceleyelim.

Hikaye

Kena, huzursuz ruhların öbür dünyaya olan yolculuğuna yardımcı olan bir ruh rehberidir. Yolculuğu sırasında bir dağ tapınağının eteğinde terk edilen bir köye denk gelir. Bir zamanlar hayat dolu olan bu kasabanın kötü ruhların etkisinde olduğunu öğrenir. Kötülüğün etkisinde olan doğa Kena’ya karşı gelir ama Kena savaşmaktan vazgeçmez. Doğaüstü yetenekleri ve ruh maskesi ile kasaba halkının huzura kavuşmasına yardım eder.

Kena, düşmanlarını öldürmek için asasını kullanan tipik bir Aksiyon/Macera kahramanı. Yolculuğu boyunca asla yalnız değil. Mistik güçlere sahip küçük sevimli yaratıklar olan rotların yardımından da faydalanır. Rotlar, epik anlarda çevredeki nesnelerle etkileşime geçer, bulmacalara yardım ederler. Rotlar asla ölmezler. Oyunun yarı açık dünya haritası üzerinde yaklaşık olarak 100 tane rot var. Rot toplamak için güzel bir motivasyon düşünülmüş. Rot sayısı ne kadar çok olursa çeşitli yükseltmelere de erişebiliyorsunuz. Buna ek olarak görevler sırasında sizi takipte olan minik tatlı canavarları örmek çok keyifli.

Kena: Bridge of Spirits, farklı dinamikleri içerisinde barındıran bir yapım. Bazen Zelda, Bazen Ori bazen de Pikmin gibi oyunların dinamiklerini deneyimlemek mümkün. Tüm bunların yanında şaşırtıcı derecede zorlu. Her ne kadar ilk başta çocuklara yönelik gibi görünse de zamanla öyle olmadığını anlıyoruz. Oyunu zor seviyede açarsanız geçmiş olsun diyebilirim. Keyifli fakat zorluklarla dolu, Dark Souls tadında bir oynanış deneyimleyeceksiniz. Keza normal seviyede açarsanız da zorlayıcı epik sahnelere hazırlıklı olun. Oyunu satın alırken asla böyle bir zorluk beklemiyordum. Oyundaki düşman ve boss çeşitliliği had safhada. Dark Souls çok severim ama Kena oynarken Dark Souls deneyimlemeyi beklemiyordum. Saç baş yoldurucu bir deneyim olsa da keyifliydi.

Oynanış ve Mekanikler

Oyun dövüş mekanikleri bakımından çok bir farklılık sunmuyor. Kolaylıkla üstesinden gelebileceğiniz bir akışı var ki bu güzel. Yönettiğimiz Kena’nın seviye seviye kazandığı güçler oluyor. Fakat gücümüz ne kadar artarsa artsın düşmanlarımızın da gücü o kadar artıyor. Bu doğrultuda güçlendiğimizi pek hissedemiyoruz. Aynı Assassin’s Creed oyunlarındaki auto-level mantığı gibi. Belirtmem gerek ki kombat ve içerikleri beni şaşırttı. Oyunun tanıtım fragmanlarında boss kapışmaları biraz yavan duruyordu. Oynarken bu düşüncemde yanıldığımı fark ettim. Boss kapışmaları kıyasıya rekabet dolu geçiyor. Dikkat etmezseniz birkaç hamlede ölebiliyorsunuz.

Oyun çok uzun değil. Bu doğrultuda yetenek ağacı çok kapsamlı değil. Oyunun temelinde sunulan iki ana mekanik var. Hızlı Saldırı ve Güçlü Saldırı. İkisinde de vuruş hissi yoğun. Yetenek ağacından iki saldırı için de geliştirmeler yapabiliyorsunuz. Bu arada vuruş animasyonlarının Genshin Impact’i anımsattığını belirtmeden geçemeyeceğim. Fazlasıyla başarılıydı. Oyun ilerledikçe ok ve bombalar ediniyoruz. Geliştirmelerle birlikte bu faktörler bambaşka bir oynanış sunmakta. Ok kullanma mekanikleri Horizon Zero Dawn’a çok benzer. Fazlasıyla tatmin edici. Bombalar ise engeller konusunda ve düşmanlarla dönen epik savaş anlarında yardımcı oluyorlar.

Kena: Bridge of Spirits için açık dünya oyunu demek doğru olmaz. Daha çok yarı açık dünya oyunu. Oyunun her bir ana bölümü, haritanın yeni bölümlerini açar. Oyun akışı her bölüme girişten görevin sonuna dek lineer bir düzende ilerler. Oyunda görünmez pek çok duvar mevcut. Anlaşılamayan şekilde üzerine çıkamadığınız minik çıkıntılar var. Yine de her yeni alanı keşfetmekten geri kalmıyorsunuz. Çünkü toplanacak Rot’lar var. Bunların yanında Kena’nın sağlığını artırmak için meditasyon yerleri keşfedebilirsiniz.

Oyunun parkur mekaniklerine resmen bayıldım. Uncharted mantığında kurgulanan şahane mekanikler. Beyazla boyanmış aşınmış kayalıklara tırman, yan platforma geçmek için uzanarak zıpla ve tutun. Kena yerine Nathan Drake modlansa asla garipsemezdim. Nitekim oyun mekanları da zaman zaman Uncharted 4 tadında bir hissiyat sunmakta. Unreal Engine 4 grafik motorunun tüm nimetlerinden faydalanılmış.

Müzik, Efektler ve Atmosfer

Oyun evreni mükemmel bir biçimde tasarlanmış. Evreni parlatmak için de müzikler, efektler ve atmosfer faktörleri başarıyla kullanılmış. Oyunun yarı açık dünyası ışık oyunları ile zenginleştirilmiş. Oyunun ilk girişinde mağarada Ruh ile karşılaştığımızdaki o ambiyansı unutamıyorum. Mağaranın derinliklerinden yükselen gerici sesler, melodiler ve Ruh’un acısıyla yükselen mistik efektler… “Oyunlar sanat değildir” argümanını yok edecek nitelikte bir deneyim. Ara sahneler film kalitesinde tasarlanmış ama bazı müzikler ara sahnelere uymayacak kıvamda iç bayıltıcıydı.

Savaş sahnelerinde arkadan yükselen vurmalı çalgılar iyice moda sokuyor. Kena: Bridge of Spirits’in müziğinde Bali ve Endonezya esintileri mevcut. Oyunu bitirdikten sonra bile sizinle birlikte kalacak enerji ve atmosfer yaratacak vurmalı çalgılar kullanılıyor.

Harcanan Potansiyeller ve Üzen Faktörler

Kena, bana kalırsa yılın oyunu olabilecek bir potansiyele sahipti. Fakat bu seviyeden aşağıya çeken tatsız faktörleri var. Yarı açık dünya üzerinde geniş bir harita mevcut ama harita yeterince dinamik değil. Etkileşim halinde olabildiğimiz alanlar bir miktar kısıtlayıcı geldi. Bazı noktalarda neye uzanmaya çalışsam görünmez duvarlarla karşılaştım. Buna ek olarak daha fazla mini bulmaca beklerdim. Oyunda mini bulmacalar mevcut ama çoğu benzer mantıkta ve az sayıdalar. Bu unsurlarda şaşırtıcı bir şeyle karşılaşmamak beni üzdü diyebilirim. Evren, her türlü geliştirmeye müsait bir evren. Biraz yenilikçi bakış açısıyla bambaşka heyecanlar yaratılabilirdi.

Sunulan yan karakter hikayeleri çoğu zaman Kena’nın hikayesinden daha ilgi çekici. NPC’lerin hikayelerinin çeşitli olması güzel ama Kena için hikayede sunulan çok bir faktör yok. Ben oynadığım oyunlarda yönettiğim karakterlerle bağ kurmayı seven biriyim. Bu kadar tatlı bir oyunda yönettiğim karakterle bağ kuramamak üzücü oldu.

Boss savaşlarında büyük bir sorun var. Bazı savaşlarda her ne kadar planlı gitseniz de oyun zamanlama ve mesafe konusunda başarılı bir perspektif sunamıyor. Savaştığınız boss size çok uzakta, alakasız bir noktada olsa bile zarar verebiliyor. Ne kadar iyi savaştığınızın önemi yok. Dodge atıp kaçabileceğiniz pek çok pozisyonda Dodge mekaniği çalışmıyor. Kısacası ne kadar mantıklı savaşsanız da oyunda bir bozukluk var. Bu durumdan pek çok oyuncu şikayetçi.

Tüm bu eksilere rağmen unutmamamız gereken bir unsur var. Oyun, Ember Lab’in ilk oyunu ve ekip yalnızca 14 kişilik. Hiç şüphem yok ki zamanla mükemmel işler ortaya çıkacaktır.

Son Olarak

Kena: Bridge of Spirits, pek çok yönüyle farklı bir deneyim. Ember Lab’in ilk büyük çalışması ve Pixar animasyonu tadında. Fazlasıyla tatlı. Yılın en güzel Indie yapımları arasında yer alabilecek bir yapım. Hikayesi ve tatlı karakterleriyle sarıp sarmalıyor. Zor seviyede 12 saatlik, normal seviyede ise yaklaşık 10 saatlik bir oynanışa sahip. PS4, PS5 ve Epic Games Store’a özel PC için 21 Eylül 2021 tarihinde çıkış yaptı. PC üzerinden oldukça uygun bir fiyata sahip: 69 TL. Her kuruşuna değecek bir deneyim sunduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Kena: Bridge of Spirits İnceleme
Sonuç Olarak
Sonuç olarak Kena: Bridge of Spirits sanatsal yönü, Pixar tadında animasyon yapısı ve atmosferi ile önemli eksiklerine rağmen türü seven oyuncuların keyif alabileceği bir indie yapım. Uygun fiyatını göz önüne alınca deneyimlemeniz gerektiğini düşünüyoruz.
Oynanış
8.5
Hikaye
9
Grafik
9.5
Atmosfer
9.5
Müzik
8
Okuyucu Derecelendirmesi6 Oy
8.7
Artılar
Sanat yönetimi ve eşsiz tasarımlar - ne demek oyunlar sanat değildir?
Rot adındaki ruh parçaları
Birbirinden korkutucu bosslar ve düşman çeşitliliği
Keşfedilmeye değer muhteşem bir dünya
Egzotik hissiyat uyandıran, vurmalı çalgılarla süslenen müzikler
Eksiler
Görünmez duvarlarla sınırlanan oynanış
Düzgün çalışmayan dodge mekaniği
Tekrara düşen keşif faktörleri
8.9

Leave a comment

0.0/5

Oynanış
Hikaye
Grafik
Atmosfer
Müzik
Toplam Puan