Bu zamana dek çeşitli yol hikayelerine oyunlar, filmler, türlü yapımlar sayesinde şahit olduk. 16 Ağustos tarihinde Steam ve Nintendo Switch’e çıkan Road 96 da bir “umut yolculuğu”. Road 96, Telltale Games tarzı anlatıya dayalı, maceraya odaklı bir hikaye yaklaşımı tercih ediyor. Hafif rougelike tadında tekrara düşen bölüm tasarımlarıyla her oyuncuya benzersiz bir deneyim sunma konusunda iddialı.
Hikaye
1996 Petria’sında özgürlük parolasıyla başladığımız bu yolculuk fazlasıyla kaotik. Yozlaşmış polisler, yönetimden dolayı huzursuz halk ve bolca kaos karşılıyor bizleri. Durum böyleyken Petria’da yaşayan gençler de Başkan Tyrak’ın diktatörce yönetiminden kurtulup özgürlüklerine kavuşmak için varış noktası ülke sınırı olan uzunca bir yolculuğa başlıyorlar. Road 96 serüvenimiz, bir haber spikerinin kayıp gençlerden bahsetmesiyle başlıyor. Yolculuk boyunca kontrolünü sağladığımız bu gençlerin birbirinden ilginç hikayelerine tanıklık edip bolca empati kuruyoruz.
Tyrak yönetimi ve iç karışıklıklar sebebiyle hayatlarından endişe duyup sınırı geçmek için yola çıkan bu gençlerin hikayelerine tanıklık ederken tanıştığımız karakterler diğer gençlerle sınırlı değil. Yol boyunca sayısız karakterle etkileşime giriyoruz. Bunlardan birine örnek olarak, Tyrak yönetiminin kendine bağladığı televizyon kanalından Sonya adlı satılmış bir gazeteciyle de tanışıyoruz. Bu karşılaşma farklı şekillerde gerçekleşebiliyor çünkü hikaye döngüsü profesyonelce kurgulanmış. Farklı döngüler, farklı karakterlerle karşılaşma şansı demek. Road 96 boyunca Sonya ile iki farklı döngüde bir miting çekimi sırasında ya da bir limuzinde karşılaşabilirsiniz. Bu tamamen sizin oynayış gidişatınıza bağlı bir durum.
Tyrak ve Florres’ten biraz daha bahsetmek gerek. Tyrak, baskı rejimi kurarak ülkeyi felakete sürüklemek isteyen bir diktatör. Florres ise bu durumu değiştirmek için Tyrak’a rakip olmuş siyasal lider. Fakat Road 96 gösteriyor ki her şey bu denli siyah ya da beyaz değil. Yönettiğimiz farklı karakterlerin başına gelen farklı olaylar boyunca bu siyasal çıkmaza farklı açılardan tanıklık ediyoruz.
Oynanış
Hikaye boyunca pek çok farklı karakterle tanışıp çeşitli maceralara giriştiğimiz bu oyunda, her yeni karakter oynanışa dair farklı deneyimler sunuyor demek yanlış olmayacaktır. Karakterlerle girdiğimiz diyaloglar sonrası birtakım seçimler yapıyoruz. Kimi zaman bu seçimler eğlenceli mini oyunlar sunuyor. Mini oyun mantığı bu bakımdan çok başarılı olmuş diyebilirim. Yolda yürümek üzerine kurulu bir indie oyunu renklendirebilmek için yapılabilecek en mantıklı hamle.
Road 96 oynarken oynanışa dair göz önünde bulundurmanız gereken iki temel faktörü enerji ve para olarak sıralayabiliriz. Oyun boyunca binlerce kilometrelik uzun bir yol sizleri bekleyecek. Bu sebeple enerji ve para çok önemli iki faktör. Enerjinizi yemek yiyerek ve dinlenerek doldurabilirsiniz. Enerjinizin bitmesi durumunda yol kenarında ya da sınır kontrolleri sırasında bayılabilirsiniz. Sonrasında gözünüzü açtığınız yer ise hapishane olacaktır. Para ise yemek almak, rüşvet vermek, konaklamak ve yolculuk yapmak için gerekli olabiliyor.
Oyunda politika en keskin unsur. Yaptığınız seçimlerde sergilediğiniz siyasal üslup ise hikayedeki gidişatınızı etkiliyor. Yönettiğiniz her gencin kendi politik fikirleri var. Siyasal çalkantının yaşattığı huzursuzluk gencinden yaşlısına tüm halkı yormuş. Bunun sonucu olarak, yaptığınız en ufak siyasal seçim dahi enteresan tepkilere maruz kalmanıza sebep olabiliyor. Tıpkı gerçek yaşam gibi. Her seçiminiz politik bir mesaj, her mesajın da bir sonucu var.
Her döngünün 45 dakika – 1 saat arası sürdüğü bu oyunda toplamda kayıp 8 genç var. Bu da yaklaşık olarak 7-8 saatlik oynanışa denk geliyor. 8 saatlik serüven boyunca başımıza gelen olaylar ile kurulan türlü yol arkadaşlıkları, Road 96’yı benzersiz bir deneyim haline getiriyor.
Modern zamana ayak uydurmuş bir oyun
Yapım sürecinde Tarantino, Coen Kardeşler ve Bong Joon-ho’dan esinlenen Road 96 ile pek çoğumuz Steam demo haftasında tanıştık. O zamandan bu zamana stüdyo tarafından oyun hakkında pek çok açıklama yapıldı. Oyun stüdyosunun kurucusu ve aynı zamanda yaratıcı yönetmeni olan Yoan Fanise, Road 96’yı “Netflix jenerasyonu için yapılmış bir yol hikayesi” olarak nitelendiriyor. Fanise’nin bu dediğine katılmamak elde değil çünkü hikaye boyunca pek çok farklı yapımdan-The Big Lebowski gibi- esintiler hissediyoruz. Hikayenin de sezonluk bir dizi serüveni tadında aktarıldığını unutmamak gerek.
Müzikler
DigixArt oyun stüdyosu tarafından geliştirilen oyundaki çeşitli sahneler ve mini oyunlar boyunca denk geldiğimiz müziklerin seçimlerinin ne kadar başarılı olduğunu saatlerce anlatsam da yetmez diyebilirim. Cocoon’dan The Toxic Avenger’a, Robert Parker’dan Volkor X’e dek çeşitlilik sunan oyun müzikleri, bir indie oyuna dair olan beklentilerimin fazlasıyla üstünde bir deneyim sundu. O yıllara uygun seçilen müzikler de yol boyunca 96 yazının Petria’sını her yönüyle yaşattı. Game Awards 2020’de fragmanda dinlediğimiz Home Call parçasını Road 96 içerisinde tekrardan duyunca bu oyunu neden uzun zamandır beklediğimi hatırladım.
Son Sözler
Çeşitli serüvenlere sebebiyet veren yol hikayelerini oldum olası çok sevmişimdir. Bu yol hikayesi politik nedenlere dayalı olsa da benim oyun kültürümde üst sıralarda yer aldı. Life is Strange 2 ile benzer hisler yaşattığını da belirtmem gerek. Life is Strange 2’de de iki kardeşin Amerika’dan kaçma hikayesine tanıklık ediyorduk. Bu oyun için Life is Strange 2’den daha başarılı diyemem ama bir yapımın AAA seviyesindeyken diğerinin düşük bütçeli bir indie olduğunu unutmamak gerek. İkisi de kendi klasmanlarında çok başarılı oyunlar.
Road 96’da eleştirebileceğim tek unsur oyunun fazla siyasete boğması desem yanlış olmaz. Elbette, siyasi çatışmalar üzerine kurgulu bir yapım. Fakat keyif almak için oynadığımız bir video oyununda böylesine aşırı siyaset faktörüne gerek var mıydı? Elbette bana katılmayanlar olacaktır fakat ben bir oyunda bu kadar siyaseti çok buldum. Bunun yerine yol arkadaşlıklarına daha çok odaklanılabilirdi. Yine de kötü mü? Asla kötü diyemem.
Road 96 benim için fazlasıyla keyifli bir deneyim oldu. Yalnızca PC ve Nintendo Switch için çıkan bu oyunu sizlere rahatlıkla tavsiye edebilirim. Steam ve Epic Games’den edinebileceğiniz oyunun şu andaki fiyatı çıkış fiyatıyla aynı: ₺60,96. Bu fiyat benim için fazla derseniz en yakın indirimde oyunu kütüphanenize eklemenizi tavsiye ederim. Umarım ki seveceğiniz bir macera olur.
