Skip to content Skip to footer

Kon ve Tokyo Godfathers

Giriş

Tokyo Godfathers her ne kadar aile filmi gözükse de şiddet öğesinin çokça barındığı bir film.

Bu yazı işaretli yerlerde spoiler içermektedir.

Başlangıç

Satoshi Kon, 1948 yapımı 3 Godfathers adlı kovboy filmden esinlenip Tokyo Godfathers adlı eser ortaya çıkarmış. Tokyo Godfathers, 2003 yılında yapılmış olup süresi 1 saat 32 dakikadır. Mangası olmayan animelerden bir tanesidir. Bir Noel filmidir.

Yönetmen

Satoshi Kon, 1963 yılında Japonya’da doğdu. Temel eğitimini Japonya’nın Sapparo şehrinde tamamladıktan sonra Musashino Sanat Üniversitesi’nde Görsel Tasarım bölümünden mezun oldu. Daha sonrasında belli başlı anime bölümleri, mangalar ve filmler yönetmeye başladı. İnsanların onu farkedip, yaptığı işlerdeki imzasını anladıktan sonra maalesef, dünyaya gelen bir sürü dahi gibi Satoshi Kon da aramızdan çok erken ayrıldı. 2010 yılında pankreas kanserinden dolayı öldü. Gönül isterdi ki yönetmenlik kariyerinde gerçek bir ustalık eserini görseydik ama ne yazık ki yükselme basamaklarının sonuna yaklaşırken kendisini kaybettik.

Satoshi Kon, Hayao Miyazaki gibi detaylı animasyonlar yapabilen bir anime-film yönetmenidir. Özellikle ilk eseri olan Perfect Blue adlı filmi izlemenizi öneririm. Çok güzel animasyonları vardır. Satoshi Kon’un bazı meşhur eserleri:

Konu

Minik bir bebek ellerimde,

Yanaklarına kar düşmüş,

Bu kutsal gecede

Tokyo’daki üç tane evsiz olan: Liseli kaçak Miyuki, alkolik Gin ve transseksüel Hana; Noel arifesinde çöpleri karıştırırken ağlayan bir bebek duyarlar. Sesin geldiği yerdeki çöpleri kaldırınca yanında birkaç not ve anahtarla beraber ağlayan bebeği görürler. Bu durum karşısında Gin bebeği karakola teslim etmeleri gerektiğini düşünür. Hana ise bunu istemez. “Bu tanrının Noel hediyesi!” deyip bebeği sahiplenir. Çünkü Hana bir anne gibi hissetmek istiyordur. Bebeğe, Türkçede kutsal çocuk anlamına gelen “Kiyoko” ismini koyar ve polisler yerine kendileri bebeğin ailesini aramaya başlar. Gin ve Miyuki bu olaydan pek hoşlanmasalarda onlar da bebeğe yardım etmek ister.

Tokyo Godfathers Hakkında Düşüncelerim

Ben Tokyo Godfathers’ın tam olarak hitap ettiği kitleyi anlayamadım. Film bazen çocuklar için fazla şiddet içeriyor, bazen yetişkinler için fazla sevimli oluyor. Bu yüzden filmin ne kadar iyi, ne kadar kötü olduğunu kestirmek de biraz zorlaşıyor. Ben, kendim için, filmden mutlu ayrıldığımı söyleyebilirim. Belki mutlu ayrılmamın sebebi çok büyük beklentiye girmemem olabilir ama sonuç olarak tatmin oldum.

Tokyo Godfathers, yazının devamında daha detaylı bir şekilde yazdığım gibi, insanlık ile alakalı bazı kavramlar olan “Metropol” ve “Aile” kavramlarını sorguluyor. Diyaloglarıyla, konusuyla izleyen insanın kendi kafasının içerisinde bu kavramlar hakkında düşündürtüyor. Özellikle, bana bir çocuğun evsiz kalmayı göze alarak, başka insanlarla adeta bir aileymiş gibi davranması enteresan geldi. Ergenlik döneminde bir çok insan bunu düşünmüştür. Muhtemelen yönetmenimiz de o kişilerden bir tanesidir.

Tokyo Godfathers, benim izlediğim Satoshi Kon filmleri arasında konusunu ve konunun işlenişini anlamanın en kolay olduğu film diyebilirim. Satoshi Kon’un diğer filmleri çok fazla sanat kaygısı içerirken, Tokyo Godfathers biraz daha halka hitap eden bir film. 

-Spoiler-

Sanat

Tokyo Godfathers oldukça eski bir anime olmasına rağmen zamanının ötesinde animasyonlara sahip. Kendimi adeta Studio Ghibli filmi izler gibi hissettim. Çizim kalitesi gerçekten tavandaydı. Mesela, filmde o kadar gerçekçi yüz mimikleri vardı ki bir karaktere baktığınızda geçmişini, o anda ne düşündüğünü veya hissettiğini hemen anlayabiliyorsunuz. Fakat, Tokyo Godfathers müzik anlamında yeterince iyi değil. Bu eksikliği tüm film boyunca hissediyorsunuz. 

Aile Yapısı Eleştirisi

Sanırım, aile yapısı problemi Japonya’da genel bir sorun haline gelmiş. Diğer bildiğim Japon eserlerinden olan Neon Genesis Evangelion ve Shoplifters da aile yapısını eleştiriyordu. Bir gün Japonlar çıkıp “Biz aile tanımını değiştireceğiz. Kimse annesi ve babasıyla yaşamak zorunda değil.” derse şaşırmam. Çok sevimli insanlardır bu Japonlar ama kim bilir içlerinde ne acılar var. 

Tokyo Godfathers ailelerinden ve evlerinden kaçan insanların, evsiz olup kendi ailelerini kurmaya çalışmasını anlatıyor. Filmde Gin, Hana ve Miyuki bir aileymiş gibi gösteriliyor. Dünyadaki aile kavramını reddeden bu insanların bir gün çöplükte buldukları bir bebeğin ailesini arama hikayesini izliyoruz. Ayrıca Tokyo Godfathers’daki bu eleştiri şu an yapılsa anlarım ama 2003 yılında, transseksüel bir karakterin yanına bir çocuk verip bu tarz bir eleştiri yapmak, gerçektende çok büyük bir cesaret. Her ne kadar Japonya gelişmiş bir ülke olsada 2003 yılından bahsediyoruz. Tamam, aman aman eski bir zaman değil, ama yine de tebrik edilesi.

Japon değil ama Lübnanlı Nadine Labaki’nin “Kefernahum” adında bir film var. Oldukça bilinen bir filmdir ama eğer duymadıysanız ve bu tarz aile yapısını eleştiren bir film izlemek istiyorsanız, çok tavsiye ederim. Bu filmi ilk izlediğimde, dışarıdaki dilenci çocuklara bakış açım değişmişti. Belki bir gün “Kefernahum” hakkında da yazı yazarım.

Metropol Eleştirisi

Biz film yıldızı değiliz, evsiziz.

Dünya’nın nüfusu sürekli ama sürekli artıyor. Herhalde bir gün Dünya dile gelip: “yeter artık hepinize yetemiyorum, şu nüfusunuzu kontrol edin!” demediği sürece bu olay bir şekilde sürmeye devam edecek. Ayrıca nüfus artışı, şehirlere de yansıyor. Öyle ki, Vikipedi’ye göre şu anda tam 33 tane nüfusu 10 milyondan fazla olan metropol var. Tokyo Godfathers adlı filmimizin ana mekânı olan Tokyo ise yaklaşık 38 milyon nüfusu ile bu metropollerin en tepesindeki isim.

“Tokyo” ismini duyunca bir insanın aklında ne canlanır? Reklamlar… Bir sürü, rengarenk reklamlar… Tokyo’nun betondan yapılma gökdelenlerini süsleyip, Tokyo’yu güzel gösteren reklamlar… Tokyo Godfathers filminin jeneriğindeki yazılar Tokyo’nun bu meşhur reklam panolarında yazıyor. Ayrıca karakterlerimiz nereye giderse gitsin, ekranın bir yerlerinde bu reklam panoları onları takip ediyor. Anladığım kadarıyla yönetmenimiz Satoshi Kon, Tokyo Godfathers isimli bir filmi yaparken Tokyo’nun bu sembolik ve güzel tarafını izleyicisine göstermek istemiş.

Tokyo’nun güzel bir tarafından bahsettikten sonra hadi biraz da Tokyo’nun kötü bir tarafına gelelim. Çünkü Tokyo Godfathers’ın da asıl yoğunlaştığı şey Tokyo’nun kötü tarafı. Dediğim gibi Tokyo çok büyük bir metropol ama her büyük metropolde olduğu gibi düzensiz nüfus ve gelir dağılımı ile çok sayıda evsize “ev sahipliği” yapıyor.  Peki bu evsizler filmimizde ne yapıyor?

Örneğin, Noel zamanında geçen Tokyo Godfathers adlı filmimizin daha en başında evsizleri “İsa’nın Doğuşu” adlı gösteriyi izlerken görüyoruz. Gösterinin ardından İsa’nın fakir ve evsiz insanlar için neler yaptığını anlatan bir vaaz da var. Tabii ki, bizim evsizlerin ne gösteri umurunda ne de sonrasında verilen vaaz, tek umursadıkları şey finalde verilen yemek. Ana karakterlerimiz filmde hiçbir zaman dini inançlarından çok kesin bir şekilde bahsetmiyorlar. Bu da gösteriyor ki bu gösteriye sadece yemek için geliyorlar.

Bu tarz olaylar bir çok kez Tokyo Godfathers’da gösterilmiş. Karakterlerin birbirlerine verecekleri Noel hediyelerini çöpten toplaması, Miyuki’nin mutlu insanları kıskanması gibi bir sürü olaylar var. Bu saydıklarım filmin sadece ilk 5 dakikasında olan olaylar. Bu film bütünüyle aşırı kalabalık şehirlerin yol açtığı evsizliğin çok kötü bir şey olduğunu savunuyor.

Filmdeki Melek Detayı

-Spoiler-

Sonuç

Tokyo Godfathers, gayet izlemeye değer bir film. Daha önce de yazdığım gibi, tam hedef kitlesini anlayamasam da izleyen insanların çoğu kendinden bir şey bulabilir. Evsiz insanları anlamak ve “Aile” kelimesini sorgulamak hayatınızı etkileyebilir.

Leave a comment

0.0/5