The Matrix, sinema tarihinin en önemli eserlerinden birisi şüphesiz. 3 farklı filmden oluşan bu benzersiz yapıma ek olarak, The Matrix: Resurrections adında başka bir film için geri sayım başlamış durumda. Fakat The Matrix serüveni, bu 4 filmle sınırlı değil. İlk filmin Japonya’daki tanıtımları sırasında yapımına başlanan; bağımsız anime stüdyoları ve Wachowski kardeşlerin işbirliği ile hazırlanan The Animatrix‘e gelin birlikte göz atalım.
The Animatrix, 9 animasyondan oluşan, Matrix evrenine dair hikayeler anlatan tümleme bir yapım. Animasyonların her biri birbirinden farklı hikayeleri ele aldığı gibi, tarzlarıylada oldukça çeşitli bir seyir zevki sunuyorlar. Anime, 3D animasyon ve hatta noir tarzlarda gördüğümüz bu bölümlerden bazıları; The Matrix Trilogy hakkında netleştiremediğimiz bir takım sorulara cevap veriyorlar. Bundan yola çıkarak, yeni filmin yaklaşmasıyla birlikte hafızalarımızın tazelenmesi açısından, mutlaka izlenmesi gereken bir yapım olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple bölümlerden bahsederken, elimden geldiğince ”spoiler” vermeden ilerlemeye özen göstereceğim. Ayrıca filmin imdb sayfasına bu bağlantıyı kullanarak ulaşabilirsiniz. O halde hazırsanız başlayalım.
The Second Renaissance (İkinci Rönesans) Part I ve Part II
Her şey nasıl başladı? The Second Renaissance, isminden de anlaşıldığı gibi, dünyanın yaşadığı ikinci büyük dönüm noktası olma özelliğini taşıyan olayları ele alıyor. Bu nedenle bu iki bölüm, trilogy ile doğrudan ilişkili ve en önemli parçaları. Bakış açınızı önemli ölçüde değiştirebilecek bu bölümler; yazarlığında Wachowski kardeşlerin, yönetmenliğinde ise Mahiro Maeda imzası taşıyor.
Kid’s Story (Çocuğun Öyküsü)
Trilogy ile ilişkili olan bir diğer bölüm ise Kid’s Story. Bu bölümde Neo’nun yolculuğuna benzer bir hikaye izliyoruz. Fakat bu sefer gerçeklikten şüphe duyan kişi filmde de gördüğümüz ”Kid” karakteri. Bu karakterin Matrix’ten kendi başına kurtulduğunu biliyoruz. Dolayısıyla hikayesi Matrix tarihinde önemli bir yere sahip. Yazarlarının yine Wachowski kardeşler olduğu bu bölümün yönetmenliğini ise Shinichiro Watanabe üstlenmiş.
Program
Bilindiği üzere Matrix’ten kurtulan insanlar, sistem içerisindeki kabiliyetlerini geliştirmek için kendi programlarını tasarlayabiliyorlar. Bunu Neo’nun eğitimlerinde sıkça görmüştük. Bu bölümde ise buna benzer bir programa konuk oluyoruz. Uzak Doğu motifleriyle süslü bu bölüm; sistemi reddeden insanların mental kararlılığına ve yaşadıkları psikolojik baskılara işaret ediyor. Bu bağımsız hikaye, Yoshiaki Kawajiri’nin kaleminden çıkmış ve aynı zamanda yönetilmiş.
World Record (Dünya Rekoru)
Matrix, farkına varılması çok zor bir simülasyon buna şüphe yok. Fakat yeterince mental kuvvete ve kararlılığa ulaştığınız zaman bunu başarmak daha mümkün hale geliyor. Özellikle, motivasyonu güçlü olanlar, Matrix’i farketme konusunda diğer insanlara göre daha avantajlı konumdalar. Bu bölümde ise kariyerinin zirvesinde olan bir sprint koşucusunun hikayesini izliyoruz. Zihnin bariyerleri ortadan kalktığında nelerin yaşanabileceğine şahit olduğumuz bu bağımsız hikaye, Yoshiaki Kawajiri tarafından yazılmış. Bununla birlikte yönetmen koltuğunda ise Takeshi Koike’nin oturduğundan bahsedeyim.
Beyond (Ötesi)
Beyond, bu serideki bağımsız hikayelerden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Matrix, yapısal olarak mükemmel bir sistem değil. Bu sebeple simülasyonda yer yer hata ve anomaliler baş gösterebiliyor. Bu hikayede ise sistemdeki arızalardan dolayı gelişen olayları görüyoruz. Bu sayede, gerçek hayatta paranormal olarak nitelendirdiğimiz bilimsel olarak ispatlanamayan durumlara güzel bir gönderme yapılmış. Bölümün senaryosu ve yönetmenliği ise Koji Morimoto’ya ait.
A Detective Story (Bir Dedektif Hikayesi)
Matrix evreninde dedektif hikayesi izlemek çok keyifli olurdu değil mi? Bu bölüm noir tarzda bir dedektif hikayesi sunuyor. Üstelik bu hikaye trilogy ile kısmen ilişkili olmasıyla, anlatılmayan bir olayı gözler önüne sermiş. Söz konusu The Matrix olunca, ipuçları aramak ve bulmacalar çözmek gibi eylemler, kurguya ayrı bir lezzet katıyorlar. Hikayenin yazarlığı ve yönetmenliği Shinichiro Watanabe’ye ait.
Matriculated (Mezuniyet)
Açık konuşmam gerekirse The Animatrix’in en etkileyici bulduğum bölümü Matriculated olmuştu. İşlenen hikaye, filmlerden tamamen bağımsız olmasıyla birlikte oldukça etkileyici bir sunumla işlenmiş. Bolca sembolik öğelerle desteklenen bölüm, göz kamaştıran bir sanat tasarımına sahip. Söz konusu Matrix olunca felsefik yaklaşımlar ve alegorilerin havada uçuştuğunu biliyoruz. Bundan yola çıkarak Matrix’e farklı bir yaklaşım getiren bu bölüm, her ne kadar farklı bir hikaye işlese de, temel öğeleri bünyesinde barındırmaya devam ediyor. Peter Chung’ın yazıp yönettiği bu görsel şölen, aşina olduğumuz The Matrix lezzetini farklı bir açıdan bizlere başarılı bir şekilde aktarmış.
Final Flight of the Osiris (Osiris’in Son Uçuşu)
Osiris, The Matrix Reloaded filminde adını duyduğumuz ve çok önemli bir yere sahip olan geminin ta kendisi. Hatırlayacak olursak bu gemi, Sentinel’lerin Zion’a doğru kazmakta olduğunu müjdeleyerek ortadan kaybolmuştu. Hakkında pek bir şey öğrenemediğimizden oldukça merak konusu olmuştu. Bu hikayede ise, bahsi geçen mürettebatla ilgili sahneler görüyoruz. Bundan yola çıkarak trilogy ile doğrudan ilişkili diyebileceğimiz bölüm, 3D animasyon olarak hazırlanmış. Yazarlarının yine Wachowski kardeşler olduğu bu bölümü Andy Jones yönetmiş.
Ayrıca ”UNREAL ENGINE 5’İN GÜCÜ: MATRIX UYANIŞ” yazımıza göz atmak isterseniz bu bağlantıyı kullanarak ulaşabilirsiniz.
