Skip to content Skip to footer

The Medium İnceleme

GELİŞTİRİCİ
Bloober Team
DAĞITIMCI
Bloober Team, NA PUBLISHING INC.
PLATFORM
PlayStation 5, Xbox X ve S Serisi, PC
İNCELENEN PLATFORM
PC
ÇIKIŞ TARİHİ
28 Ocak 2021
FİYAT
209 TL
TÜR
Korku, Gerilim, Macera
Puanımız
8.7

Hikayesi, nostaljik kamera açıları, müzikleri, atmosferi ve mekanikleriyle bir süre kendinden sıklıkla söz ettirecek psikolojik korku, macera oyunu The Medium, birçok oyun severin özlemini duyduğu Silent Hill benzeri renk paletiyle dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.

Oyunun şirketi Bloober Team’i aslında daha önceden Blair Witch, Layers of Fear ve Observer’dan tanıyoruz. Polonyalı şirketin ilk üçüncü şahıs oyunu da The Medium olmuş.

Sabit kamera açılarıyla dizayn edilmiş bu oyun, ilk bakışta eski bir oyunmuş hissiyatı yaratsa da daha sonradan nefes kesici bir sahneyle kendini tanıtan yenilikçi bir mekanikle iki farklı gerçekliğin bölünmüş ekranda sunulması, oyunu bambaşka bir noktaya taşımakta. Bu iki farklı gerçekliği aynı anda kontrol edebiliyoruz, maceramız iki bakıştan da kesintisiz devam ediyor. Ayrıca sabit kamera açısı deyip geçmek olmaz. Kamera her ne kadar sabit olsa da açı çeşitliliği fazlasıyla mevcut. Zamanında sabit kamera açılı, çizgisel pek çok korku oyunu gördük. Bunların pek çoğu eski oyunlardı. Oyun tasarımcıları için o zamanlar sabit kamera açıları özellikle korku oyunları için büyük bir çıkış noktasıydı. Bunun sebepleri ise oyun dünyasında teknolojinin bu zamanki kadar ileri seviyede olmaması durumu ve hikâyenin geniş alanda kaybolup gitmesini engelleme fikri olarak sıralamamız mümkün.

İlk başta sabit kamera kullanımı kısıtlanmış hissettirdi. Fakat oyun içerisinde oluşturulan atmosferin ve üzerine titizlikle çalışılmış sinematiklerin başarısı sayesinde bu his yerini gerilim ve merak dolu anlara bıraktı.

Gizemli Bir Başlangıç

Kontrol ettiğimiz karakter Marianne isimli bir medyum. Marianne özel güçlere sahip ve belirli boyutlar arasında sıkışık kalmış ruhlarla iletişime geçebiliyor. Sıkışıp kalan bu ruhları huzura kavuşturuyor. Marianne kendisindeki özel güçlerin farkında fakat bu güçlerin kaynağını, neden seçilmiş kişi olduğunu bilmiyor. Özellikle de oyunun başından beri iletişimde olduğu ölmüş bir kız çocuğu var. Oyun boyunca sıklıkla bu küçük kızı görüyoruz.

Marianne’in kontrol ettiği bu iki farklı evreni gerçek ve ruhani olarak sınıflandırırsak oyun boyunca geçiş yaptığımız sahnelerde ikiye bölünmüş ekranımız sayesinde iki evrenin de kontrolünü hem Marianne, hem de medium Marianne olarak sağlayabiliyoruz. İki evren için farklı tuş atamaları yapılmış, bu sayede odağımızı kendimiz belirleyebiliyoruz.

Üvey babamızın cenazesinin olduğu gün Thomas isimli birinden aldığımız gizemli telefonla birlikte yola koyuluyoruz. Terk edilmiş bir otele varıyoruz. Otel, bilinmezliğin ortasında viran bir vaziyette. Tüm hikayemiz bu şekilde başlıyor. Gittiğimiz bu otelde birçok insanın öldüğünü görüyoruz. Tüm bu insanların ruhları bizim de irtibat kurabildiğimiz ruhani evrende sıkışıp kalmış durumdalar.

Gerçeklik ve Ötesi

Oynanış konusunda en büyük çeşitliliği gerçek evren ve ruhani evren arasındaki geçişler sunuyor. Oyun mekanikleri bu geçişler üzerine kurulmuş, bu da başarılı bir farklılık olmuş. Oyunda aynalar çok kritik. Ayna olmadığı zaman oyunun belirlediği anlar doğrultusunda iki evren arasında geçişler sağlanıyor. Fakat ayna varsa istediğiniz an geçiş yapıp araştırmalarınıza devam etmekte serbestsiniz. Aynalar sayesinde gerçek evrende çözümleyemeyeceğiniz pek çok bulmacayı çözebiliyor; pek çok gizemi açıklığa kavuşturabiliyorsunuz. Bu noktada söylemem gerekir ki oyun evreni üzerine yerleştirilmiş bulmacaları fazlasıyla basit buldum. Tekrara düşmüyorlar, keyifliler fakat biraz daha zorlanmayı isterdim açıkçası.

Ruhlar evrenindeki yolculuğumuz boyunca bir güç alanı oluşturarak kendimizi koruma altına alabiliyoruz. Buna oyun içinde “Spirit Shield” yani Ruh Kalkanı denmekte. Aynı zamanda ruhlar evreninde olur da ışığa karşı duyarlı yaratıkların saldırılarıyla karşı karşıya kalırsak oluşturduğumuz ışık patlamalarıyla bu tehlikeleri etrafımızdan savuşturabiliyoruz. Ben özellikle bu anlardan oldukça keyif aldım. Önümüze çıkan engelleri bazen bedenimizi terk edip ruhlar evrenine geçiş yaparak aşıyoruz. Bu kısımlar da oldukça keyifliydi.

Ve Maalesef ki…

Motion Capture teknolojisini oyunda yaklaşık olarak 90 dakika boyunca başarılı bir şekilde kullanan oyun nesnelerle etkileşim sırasında aynı hazzı veremiyor. Herhangi bir şeyi tuttuğumuzda ve kapı kilidini kırarken sunulan animasyonlar bu oyun için vasatın altında. Pek çaba gösterilmemiş. Üçüncü şahıs oyunu olmasına rağmen bu etkileşimler sırasında Marianne neredeyse ekranda hiç görülmüyor. 2021 çıkışlı, üst düzey sistem gereksinimleri isteyen The Medium için bu çok büyük bir eksiklik.

Ayrıca oyun sırasında geçişler arasında büyük FPS düşüşleri orta ayarlarda dahi sıklıkla gerçekleşiyor. 8 saatlik oyun deneyimim boyunca yüksek sistemime rağmen 4 kez oyun kendi kendine kapandı. Bu gerçekten de can sıkıcı.

Oyun pek keşfe uygun bir evren sunmadı. Çizgisel yapıda ilerleyen bir oyun olduğu için keşfedilebilirlik oranı fazlasıyla sınırlı. Bir simülasyonun içerisinde yapmanız gerekenleri yapıp fazlasına ilişme hakkınız yokmuş gibi bir his kaplıyor içinizi. Silent Hill, Resident Evil ya da Evil Within bu tarzda oyunlar değiller mesela. The Medium bu noktada bir tık geride kalmış.

Son olarak, Jump Scare gibi ucuz korku yöntemlerinden lütfen vazgeçin sayın oyun şirketleri. Jump Scare olmadan da korku oyunları yapmak mümkün. Bunun güzel örneklerinden biri aynı yıl çıkan Little Nightmares II oyunu. Little Nightmares II de son zamanlarda çıkmış bir korku/gerilim oyunuydu. Fakat korku unsuru bakımından keyifliydi. The Medium zaten psikolojik korku/gerilim oyunu, bunu atmosferle yansıtmayı yer yer çok güzel becerebilmişsiniz. Ucuz Jump Scare sahneleriyle atmosferi bozmak neden?

Teknik Detaylar

Oyundaki iki evrenin bir arada sunumu çoğu zaman gerçek zamanlı ışın izleme teknolojisi ve HDR kullanılarak gerçekleşti. Bunun için oyun yeni nesil konsollar Xbox Series X (özellikle 4K çözünürlüğün avantajını unutmayalım) ve Series S ile çıkış yaptı. Oyunu bilgisayarda deneyimlemek isteyenler yine şanslı. Çünkü gerçek zamanlı ışın izleme ve RTX’in gözdesi NVIDIA DLSS desteğinin birleşimi şahane.

Son Olarak

Oyun Steam üzerinde Türkiye fiyatı 209 TL olarak çıktı. Oyunun fiyatı dönem dönem 160 TL oluyor. 209 TL ettiğini pek düşünmüyorum, bu sebeple önerim indirimleri beklemenizdir. Xbox Game Pass kapsamında da rahatlıkla oynayabilirsiniz.

Genel olarak oyunu beğendiğimi ve önerdiğimi söylemeliyim. Müzikleriyle, atmosferiyle, yaratıcı mekanikleriyle bir şansı hak ediyor.

The Medium İnceleme
Sonuç Olarak
Yeni neslin gücünü gösteren başarılı bir yapım. İndirimlerde kaçırmamanızı öneririm. Xbox Game Pass üyesiyseniz ücretsiz.
Oynanış
8.5
Hikaye
9
Grafik
9.5
Atmosfer
7.5
Müzik
8.8
Okuyucu Derecelendirmesi2 Oy
8.5
Artılar
Işın izleme teknolojisinin başarılı bir örneği
Oyun süresi tadında
İki farklı boyuttaki karakter tasarımları muhteşem
Efektlerin kullanımı başarılı
Yenilikçi bir oyun dizaynı sunuyor
Eksiler
Jump Scare sahneleri gereksiz
Optimizasyon sorunları
Aşırı çizgisel ilerliyor
8.7

Leave a comment

0.0/5

Oynanış
Hikaye
Grafik
Atmosfer
Müzik
Toplam Puan