Ghostwire: Tokyo bu yılın çok beklenen oyunlarından birisiydi. Beklentileri karşıladı mı derseniz, bir kesimi mutlu etse de hatırı sayılır bir kesim oyunu sevmedi. Bunun başlıca nedenleri ise tekrar eden oyun yapısı, düşman ve aksiyon çeşitliliğinin az olması. Gelin bu beklentileri karşılayamayan oyuna biraz yakından bakalım.
Hikâye
Oyunumuz Tokyo’nun Shibuya bölgesinde yaşayan insanların gizemli bir sis yüzünden bir anda yok olması ile başlıyor. Ana karakterimiz ile de bu esnada karşılaşıyoruz. Bir trafik kazasında hayatını kaybeden Akito’nun içine bu dünyadan olmayan bir ruh girer. Bununla birlikte karakterimiz Akito tekrardan hayata döner. Hayata dönmesinin ardından içinde bulunan ruh ile çatışmalar yaşamaya başlar. İçerisine giren ruhun büyük bir amacı ve bu amacı gerçekleştirmek için Akito’nun bedenine ihtiyacı vardır. Bunun yanında Akito’nun da kardeşini bulması gerekmektedir. Bu yolda ise karakterimiz ve içerisinde bulunan “KK” isimli ruh’un karşısına zorlu engeller çıkacaktır. Akito ve KK’nin en büyük düşmanları ise Hannya maskesi takan gizemli kişilerdir. İkili Akito’nun kardeşini bulmak ve maskelileri alt etmek için ellerinden geleni yapacaklardır.
Oynanış
Oynanış oyunun en önemli ve kilit noktalarından biridir. Herhangi bir yapım mükemmel bir grafik ve hikâye sunsa bile oynanış kısmı kötü ise oyuncuyu kendine bağlayamaz. Ghostwire: Tokyo’ da oynanış olarak oldukça sönük bir oyun. Elementleri kullanarak düşmanlarla savaştığımız bir sistem mevcut. Toplamda üç adet element bulunmakta. Yüksek hasar için alev elementi, hızlı saldırılar için rüzgar elementi ve rakipleri yavaşlatarak alan hasarı vermek için kullanılan su elementi. Bunun yanında bir de ok ve yayımız bulunmakta. Çok çeşitli olmayan bu saldırı sistemine bir de kötü vuruş hissi eklenince savaşlar oldukça sıkıcı geçiyor. Oyunun en büyük eksilerinden biri savaş sistemi ve çeşitlilik konusundaki noksanlık.
Talismanlar
Büyülerimizin yanında bir de Talismanlar bulunmakta. Oyunumuzda dört çeşit Talisman mevcut. Bunlar patlama yaratan, düşmanların dikkatini çeken, gizlice yaklaşmamız için çalı koymamızı sağlayan ve düşmanları sersemleten Talismanlar.
Sis Yaklaşıyor
Tokyo’da gizemli bir sis insanlar ile temas ettiğinde onları yok ediyor. Karakterimiz içindeki ruh sayesinde direkt yok olmasa da bu sisden zarar görüyor. Bu sis de haritanın tamamını kaplıyor. Bundan kurtulmak için de her bölgede bulunan Torii Kapıları’nı açmamız gerekiyor. Bu kapıları açtığımızda bölgenin üzerinden sis kalkıyor ve erişimimize açılıyor.
Atmosfer
Oyunumuzun atmosferi oldukça iyi diyebilirim. Tokyo’yu oldukça güzel oyuna aktarmışlar. Gerçekte bulunan birçok mekan birebir olarak oyunda yerini alıyor. Bunun yanında Tokyo’nun ışıltılı sokakları da oldukça güzel bir hava veriyor. Atmosfer ve mekân tasarımı olarak ortaya güzel bir iş çıkmış.
Düşman Çeşitliliği
Düşman çeşitliliğine biraz değinelim. Aslında çok da değinilecek bir şey yok. Düşman çeşitliliği oldukça az sayıda. Oyunun başından sonuna kadar neredeyse aynı düşmanları kesiyoruz. Mini boss olarak verilen düşmanlar bile sokakta gezerken tekrardan karşımıza çıkabiliyor. Bu tarz aksiyon ve savaş odaklı bir oyunda bu kadar az çeşitlilik, yapımı çok fazla tekrara düşürüyor.
Yetenek Ağacı Ve Yükseltmeler
Oyunumuzda bir yetenek ağacı bulunmakta. Etraftan topladığımız başıboş ruhları tecrübe puanına çevirip yeteneklerimizi yükseltebiliyoruz. Genel olarak hız ve hasar odaklı yükseltmeler mevcut. Yükseltmeler üç kısıma ayrılıyor. Yetenek, elementler ve ekipmanlar. Oynayış tarzınıza göre yükseltmeler yapıp belirlediğiniz şekilde ilerleyebilme imkânınız var. Bir diğer yükseltme seçeneği ise dükkanlardan oluyor. Bu dükkanlarda da Nekomata adı verilen sevimli kediler bulunuyor. Bu kediler aracılığı ile maksimum canımızı artırabiliyoruz ve birçok eklentiyi açabiliyoruz. Bunları açabilmek için de açık dünyada bulduğumuz paraları ve değerli eşyaları kullanıyoruz.
Açık Dünya ve Yan Görevler
Ghostwire: Tokyo düşündüğümden daha büyük bir açık dünyaya sahip. Bununla birlikte düşündüğümden de boş bir açık dünyaya. Büyük bir açık dünya ve yapılacak çok bir şeyin olmaması oldukça can sıkıcı bir durum. Tek yaptığımız görevden göreve giderken çatılardan uçup kaçmak ve düşman öldürmek. Yan görevlerde kullanılan Japon mitleri atmosfere güzel katkılar sağlıyor. Bu konuda Japon kültürü iyi kullanılıyor. Genel olarak yan görev eksilerinden biri ise aynı mantık üzerinden ilerlemesi . Bu görevler genelde takip ve kayıp bir nesneyi bulmaya yönelik. Kısaca fikir güzel olsa da işleniş o kadar da özgün değil.
Grafikler ve Performans
Ghostwire, grafik olarak oldukça başarılı. RTX teknolojisi ile kendini yeni nesil hissettirmeyi başarıyor. Işıklandırmalar, çevre detayları ve animasyonlar oldukça güzel görünüyor. Ayrıca oyunumuzda DLSS ve FSR desteği de mevcut. Bunun yanında optimizasyon konusunda da oldukça iyi bir iş çıkmış. Yaklaşık 15 saatlik deneyimimde de herhangi bir bug ve hata ile karşılaşmadım.
Fiyatlandırma
Oyunun Türkiye çıkış fiyatı PC tarafında 549 TL. Konsol tarafında ise 609 TL’lik bir fiyat etiketi mevcut. Oynanış süresi ve içerisindeki içerğie bakacak olursak bu oyunun bu fiyatı hak etmediğini söyleyebilirim. Yine de indirimlerde bir fırsat vermek isteyebilirsiniz.
Furkan Oğur’dan Son Sözler
Büyük bir Shinji Mikami hayranı olan dostum ve ekip arkadaşım Furkan, Ghostwire’dan büyük bir hayal kırıklığı ile ayrıldı. Yaklaşık 5 yılın ardından Mikami’nin stüdyosundan çıkan oyununun bu şekilde olması kendisini büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. İlgi çekici olmayan hikâye ve aksiyon sistemi, buna ek olarak niteliksiz karakterler, ikimizin de beklentilerini oldukça kötü etkiledi. Umalım da Mikami imzasını taşıyacak bir sonraki oyun biz oyuncuları sevindirmeyi başarır. Furkan’ın Shinji Mikami ile ilgili görüşlerini okumak isteyen okurlarımız için de detaylı yazısını buraya bırakıyorum. Bağlantıya tıklayarak okuyabilirsiniz.
Bir incelememizin daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. Daha fazla inceleme ve oyun dünyasından yeni haberler için takipte kalmayı unutmayın.
1 Comment
Tub
Yazını çok beğendim. İnceleme için teşekkürler