İlk olarak 2016’da yayınlanan teaser ile duyurulan Scorn sonunda çıktı. Her çıkan fragmanında ilginç atmosferi ve ne olduğu belli olmayan oynanışıyla dikkatleri üzerine çekmişti. Game Pass’e de geleceği duyurulmasıyla bekleyen kişi sayısı gittikçe artmıştı. O zaman çok uzatmadan oyunu incelemeye başlayalım.
Burası Neresi?
Oyuna yerde yatan çürümüş bedenimizle birlikte başlıyoruz. Uyandığımızda kızıl bir gökyüzüne sahip kum fırtınasının olduğu çorak bir gezegendeyiz. Yerde sürünürken toprağın kırılmasıyla yer altına düşmeye başlarız. Uzun tünellerden geçtikten sonra kırılmış bir kapıyla karşılaşırız. Kapıyı zorlayarak açarız ve geçtikten sonra kapının kırılmasıyla asıl oyuna başlamış oluruz. Girdiğimiz odada Assassin’s Creed serisinin meşhur silahı hidden blade benzeri bir anahtarı elimize takarak kapı açma mekanizmasını çalıştırırız. Bu anahtar oyunun sonuna kadar kapıları açmamızı sağlayacak.
Oyun hem görünüm olarak hem de oynanış olarak bana 3 oyunu anımsattı. Doom, The Medium ve Agony. Silahları tutuş şekli, asansörler, bakış açısı adeta bir Doom. Hatta oyun boyunca elde edeceğimiz silahlar da Doom’un meşhur silahlarına benzemekte. Hatırlarsanız yeni neslin başında The Medium çıkmıştı. Yeni nesil teknolojinin kullanımını göstermek için aynı anda iki farklı evreni gösteriyordu. The Medium’daki ikinci evren işte bu oyun. Gerek atmosfer gerekse gerilimi bana The Medium’u hatırlattı.
Gelelim Agony’e. Bu oyunu hatırlayan üç dört kişi falan kaldı. Outlast’ın ilk çıktığı dönemlerde ardı arkası kesilmeyen bol jump scare bulunduran hayatta kalma oyunları furyasında yerini almıştı Agony. Oyun çıkmadan önce size adeta cehennemi yaşatacağını, acıyı hissedeceğimizi söylemişlerdi. Alevler içinde bir dünya, garip yaratıklar, cesetler ve anlamsız bir oynanış. Daha oyunun çıktığı gün kötü yorum bombardımanına tutulmuş ve kısa bir süre içinde oldukça düşük rakamlara satılıp ortadan kaybolmuştu. Agony’den alevleri çıkarttığımız zaman ortaya tamamen Scorn çıkıyor. Umarım sonu da Agony’e benzemez.
Bulmaca, Daha Çok Bulmaca
Oyuna başladığımız gibi bizi bir bulmaca beklemekte. Tabii oyun tamamen anlamsızlıklardan oluştuğu için ne bir yol gösteriyor ne bir ipucu. Tamamen kendiniz etraftaki şekilsiz düğmeleri deneyerek bir şeyler yapmanız gerekli. Ayrıca geliştiriciler ne düşündü bilemem ama oyunun başındaki bir bulmaca şimdiye kadar gördüğüm en karışık giriş bulmacası olabilir. HowLongToBeat’e göre oyunun tamamlanması 4.5 saat ile 8 saat arasında. Peki bu ortalama 5 saatlik oynanışta ne yapıyoruz? Tahmin edebileceğiniz gibi sadece bulmaca. Bir kapıyı açıyorsunuz karşınıza yeni bir bulmaca çıkıyor. O kapıdan geçiyorsunuz bu sefer yeni bulmacayı çözmek için üç farklı kapı. Üstelik bu bulmacalar The Room veya meşhur bulmaca oyunları tarzı gibi değil. Git düğmeye bas, gel anahtarını yükselt, git kapıyı aç şeklinde.
Eğer bulmaca oyunlarını seviyorsanız Scorn sevebileceğiniz bir oyun olabilir fakat asla çok beğendiğiniz oyunlar arasına gireceğini sanmam. Fragmanlarda zaten anlaşılması karışık bir oynanış gösterilmişti fakat bu oynanışın %90’ının bulmaca çıkması hayal kırıklığı oldu.
Yaratıklar
Zaten mide bulandırıcı olan bir alanda olabilecek en kötü şey garip yaratıklar. Ne zaman çıkacağını anlamadığınız yaratıklar Scorn içindeki iyi denilebilecek sayılı şeylerden. Buna rağmen oyunda herhangi bir savaş mekaniği bulunmuyor. Tabi ki onlarla savaşıyoruz fakat aşırı hantal bir silah mekaniğiyle beraber. Düşmanların çoğu bize asit veya benzeri sıvılar fırlatarak saldırıyor. Bizim ise yapabileceğimiz tek şey gelen düşmanla aramıza mesafe koymak. Evet oyunda kaçış mekaniği yok sadece yürümek ya da koşma mevcut. Silahımız ise oyunun belirli bir seviyesine kadar düşmanlarımızı sadece yakınından vurabileceğimiz şekilde.
Ayrıca oyunda sağlık durumumuzda var. Bununla birlikte oyunun giriş bölümlerinde canımızı tazeleyen bir yaratık buluyoruz. Bu yaratığı belirli alanlarda bulabileceğiniz dolum noktalarından doldurup sağlınız azaldığı zamanlarda kullanabiliyorsunuz. Düşmanların saldırıları bizi öldürebiliyor ve bu durum bazen can sıkıcı olabiliyor. Çünkü oyunda tam olarak kayıt sistemi yok. Tek kayıt girdiğiniz son kapı. Eğer ölürseniz son kapıya geri dönüyorsunuz ve ölmeden önce toparladığınız sağlıklar, anahtarlar ve bulmacalar ilk haline dönüyor. Sanırım geliştiriciler de tam olarak ne yapmak istediklerini çözemedikleri için oyuna böyle bir zorluk eklemek istemişler.
Kayıp Ses Dosyaları
Bir başka anlamsız konu da bu. Oyunda tam olarak bir müzik yok. Konuşma yok. Doğru düzgün bir ses yok. Yanlış okumadınız. Oyun bitesiye kadar bir cümle bile konuşma yok. Oyunda Türkçe çeviri var. Fakat bu çeviri sadece ana menü için yapılmış. Ana menüde bulunan dört seçenek Türkçe olmuş. Sanırım bu hiç konuşmama durumu da firmanın ilginç bir şeyler yapmaya çalışma çabası olsa gerek. Bununla birlikte oyunun belirli yerlerinde gelen gerilim sesi dışında sadece arkada bulunan garip bir ses var. Onun dışında da kapıların, yaratıkların ve etraftaki nesnelerin sesleri bulunmakta.
Böylelikle bir incelemenin daha sonuna geliyoruz. Scorn maalesef benim için bir hayal kırıklığı oldu. Lütfen siz de “okuyucu derecelendirmesi” kısmında puanınızı bizimle paylaşın. Ayrıca Scorn’u indirimli bir şekilde buradan alabilirsiniz. Eğer Scorn’un korku içeriği size yetmediyse Cadılar Bayramı için önerdiğimiz korku filmlerini buradan inceleyebilirsiniz. Son olarak sinema ve dizi dünyasından haberleri Twitter sayfamızdan takip edebilirsiniz
