Skip to content Skip to footer

Çoklu Evren Çöplüğünde Pırlanta: Across The Spider-Verse

Örümcek Adam’ı neden severiz? Çünkü arkadaş canlısı komşumuzdur. Peki çoklu evrenleri delip geçen Spider-Man: Across The Spider-Verse nasıldı? Film yaptığı gişe rekorunu hak ediyor mu? Tüm detaylarıyla filmin incelemesi için yazıya devam edebilirsiniz.

Öncelikle bu yazının tamamen spoiler içerdiğini belirtmek gerekiyor. Filmi izlemediyseniz ve spoiler yemek istemiyorsanız, filmi izledikten sonra tekrar bekleriz.

Into The Spider-Verse Sonrası

Spider-Man, İlk filmin sansasyonel girişinden sonra herkesin aklında aynı soru vardı. Across The Spider-Verse iyi olacak mı? Birçok açıdan bu sorunun cevabı evet. Devam filmlerinin her zaman beklenenin ötesinde performans göstermediğini biliyoruz. Lakin Across The Spider-Verse, kendisini aşmış. Bunu değerlendirmeniz için filmin bir devam niteliğinde değil, bütün bir konuyu anlattığını bilmeniz gerekiyor. İlk film ile giriş yaptıktan sonra Spider-Man olarak Miles Morales’in hatlarını çiziyor. Miles’ın Spider-Man olarak yaşadığı mutluluk ve sıkıntılar diğer tüm Örümcek Adamlar gibi çevresini de etkiliyor. Miles, ailesinin onun geleceğini belirlemeye çalışması ile maskesinin altındaki görevi arasında gidip geliyor.

Kendi seçimlerini kendisi yapmak istemesine rağmen çevresindeki herkesin onun adına fikri olması Miles’ın en büyük problemi olabilir. Film genel olarak Miles’ın bir anomali olması üzerine kurulu gibi gözüküyor. Ben bunun daha derin bir algı yaratmak için kullanıldığına inanıyorum. Miles’ın kendisini bulmak için ve gerçek bir Örümcek Adam’a bürünebilmesi için çıktığı bir yolculuk gibiydi.

  • Spider-Verse!

Gwen Stacy

“Evrenler ayrıldıktan sonra ne oldu?” sorusuna yer bile bırakmadan film daha girşinde bunu cevaplıyor. Gwen, bir Spider-Woman olarak en az Miles kadar yalnızlık çekiyor. Babası bir komiser olarak Gwen’i tehdit olarak görüyor. Çünkü onun Peter Parker’ın yani Gwen’in en iyi arkadaşını öldüren kişi olarak görüyor. Bu olaylar sırasında görüyoruz ki Spider-Woman için işler her zaman güllük gülistanlık ilerlemiyor. Herkes, Spider-(Wo)man kimliğini kabul edemeyebiliyor. Bu sahneler bizi Miles’ın Spider-Man’lerin toplandığı hisar sahnesi için hazırlıyor. Miles, kendisini evrenler arasında en iyi anlayabilecek kocaman bir ekip tarafından reddediliyor. Peter B. Parker, Gwen Stacy hatta Penny Parker bile Miles’ın bir “hata” olduğunun farkında gibi gözüküyor. Bu büyük sahneye bizi hazırlayan domino taşının Gwen ile başladığını düşünüyorum.

Gwen’in babasıyla tekrar görüştüğü sahneler bana GRIS oyunun kullanılan renk paletini hatırlattı. Sahnenin karakterleri öne çıkartmasının yanında kullandığı renklerin seyirciye geçişinde özellikle bir duygu aktarmaya çalıştığı belli oluyor.

Hikaye Ağı

Across The Spider-Verse bu “hikaye ağı”nı alıp evrenler arası hikayesiyle harmanlıyor. 42 numaralı örümceğimizin başlattığı bu hataları düzeltmek için çabalayan tüm evrendeki Spider-Man karakterlerinin çalıştığını görebiliyoruz. Miles Morales, bir hata olabilir ama babasının ölümüne göz yumacak birisi değil. Bunun olmasına izin vermek yerine hisardaki tüm “benlikleri”ne karşı geliyor. Gerek zekası gerek ise pratikliği sayesinde diğerlerinden daha azimli olduğunu kanıtlıyor. Ve Avatar kullanıcısı Spider-Woman’ın yardımıyla bu düzene karşı gelmeye gidiyor. Her ne kadar yanlış yere gitmiş olsa da… Fakat eğer canon noktalardan birisi Spider-Man karakterinin kendisi için çok önemli birisini kaybetmesi ise, Gwen’in babası artık komiser olmadığına göre ne olacak? Evet, elbette her şey Ben Amca ile başladı. Elbette Miles için dönüm noktalarından birisi amcasının Prowler olarak kollarında ölmesiydi. Fakat Gwen’in zaman çizgisinde de bir yanlışlık olacak mı?

Bu Spider-Man meme’i olmasa olmazdı

Bu film fazlasıyla soru işareti bırakan noktalara sahip. Zaten bazı posterlerde rastlandığı üzere “Part 1” olarak öne çıkıyor. Bu da aslında Spider-Man Across The Spider-Verse filminin asıl konuya giriş niteliğinde olduğunu gösteriyor. 29 Mart 2024’e tarihlenen devam filminde birçok sorunun cevabını alacağımızı düşünüyorum. Özellikle canon olaylarında değinilen açılış kısmına biraz daha ağırlık verilmesini bekliyorum. Filmin sonuna dikkat çekecek olursak Miles’ın babasını, Miles’ın kendisini kurtarmak için Gwen önderliğinde kurulan bir ekip var. Peki bu ekibin yapacakları canon ağını nasıl etkileyecek? Herhangi bir şekilde teori üretme niyetinde değilim. Yalnızca filmden beklentilerim arasında Spider-Man canon ağındaki bazı noktalara açıklık getirmeleri.

Peki Kötü Adam Kim?

Her ne kadar Miguel O’Hara öfkeyle kalkıp zararla oturan birisi gibi gözükse de ben buna katılmıyorum. Hikayede bu konuyla ilgili boşluklar olsa da içimden bir Spider-Man için “villian” demek gelmiyor. Miles başına gelenlerden dolayı suçlu değil. Yine de Miguel’in bunca zamandır tüm zaman akışını yolunda tutmaya çalışmasını da takdir etmek gerekiyor. Örneğin bu derece bir öfkeyi Peter B. Parker göstermiş olsaydı ona da villian diyebileceğimizi sanmıyorum. Miguel hikayesini henüz detaylı olarak filmde gösterdikleri için bir çıkarım yapmak zor. Spider-Man 2099’a haksızlık etmek istemiyorum. Yalnızca ilk defa bir karakteri ekranda her zamanki Spider-Man gibi davranmadığı için villian olarak etiketlemek için henüz erken. Çünkü evrenin, bundan daha büyük sorunları var. Bütün uzay-zaman algısı çökmeden Spot’un durdurulması gerekiyor.

“Kötü adam” olarak Spot

Bunun yanı sıra Spider-Man olarak Miles Morales’in en büyük sorunu, Prowler’a dönüşen Earth-42 sakini Miles Morales. Aslında ısırılması gereken, tüm canon noktanın bozulmasına sebep olan o olay işte bu. Polis babası çoktan ölmüş, amcasıyla kötü işlere bulaşmış, yalnız kalmış annesiyle ilgilenmek zorunda kalan Prowler Miles Morales. İki Miles karşı karşıya geldiği sahnede artık sona yaklaştığımız belli olmuştu. Beyond The Spider-Verse filminde kendisini bulmuş, özgüven kazanmış Miles Morales’imiz kaybedecek hiçbir şeyi olmayan Miles Morales’e karşı mı olacak?

Bazı Eleştiriler

Film için söyleyebileceğim ve eksikleri olarak değerlendirebileceğim birkaç şey var.

Aldığı eleştiriler arasında Miles ya da Gwen’in aileleriyle olan problemlerinin “uzun” olarak açıklandığı dile getiriliyor. Buna katılmıyorum. Aksine aksiyon sahnelerinin yoğunluğu beni daha çok yordu. Filme başlamadan önce yaş sınırının yanı sıra bir de epilepsi uyarısının yapılması gerekiyordu. Elbette bir Pixar ya da Disney filmi gibi küçük yaş grubuna hitap eden nitelikte değil. Fakat ilk filme nazaran çok daha keskin bir animasyon gerginliğinin kullanıldığı da bir gerçek. Etkileyici olmasının yanı sıra göz yorduğunu da eklemek istiyorum. Filmde yalnızca ana karakterlere özel sanat dizaynı hazırlanmamış. Spot’un Alchemax’la olan bağlantısı her geliştiğinde ve her güç kazandığında renk düzeni biraz daha değişiyor. Halbuki bunun kadar küçük bir detayı eklemeye ne gerek vardı diye düşünüyor olabilirsiniz. Ama işte bu gibi detaylar, filmi gerçekten iyi yapan detaylar diye düşünüyorum.

Eleştirel olarak değinmek istediğim bir diğer nokta da müzik kullanımı olacak. Burada özellikle bahsettiğim şeyin soundtrack olduğunu belirtmem gerekiyor. İlk filmde kullanılan müzikleri üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen hala dinliyoruz. Fakat bu filmde kullanılan müzikler, sahnelerle beraber anlam kazanıyor. Filme gitmeden önce soundtrack albümünü dinlemiştim. Benim tarzıma uygun bir müzik türü değil, seveni elbet vardır. İlk film ile kıyaslandığında albümün çıkış yapacak bir şarkısı olduğunu düşünmüyorum. Across The Spider-Verse izlendikten sonra şarkılar size daha anlamlı gelebilir. Bunun dışında ses sanatında devrim niteliğinde bir film izlediğimize inanıyorum.

Animasyon

Animasyon tekniğinde asıl amaç; filmin olay örgüsünü doğru bir şekilde yansıtabilmesiydi. Bunun yanı sıra stillerin çeşitli duygusal arka planlar oluşturabilmesi için karakterler yeni bir ortama geçtiğinde seyirciyi şaşırtmaktı. Gwen Stacy’nin evi olan Earth-65, İzlenimcik sanat akımından ilham alınarak suluboya tablolar gibi görünecek şekilde tasarlanmış. Animasyon ekibi, bu stili oluşturmak için bir simülatör yaratmış ve Gwen’in duygularını “üç boyutlu bir ruh hali halkası” gibi yansıtan görsel bir palet kullanmış. Yardımcı yönetmen Justin K. Thompson’a göre, duyguların renklerle yansıması, 1950’lerin Külkedisi filminde elbisesinin yırtıldığı ve çevrenin bu travmaya tepki verdiği bir sahneden ilham alıyor.

Spider-Man Miles Morales

Biraz da trivia

Lego Spider-Man hakkında sizin fikirleriniz neler? Bu animasyon dehası filmde renk paletlerinden renk teorilerine kadar giden bunca yolda sizi de gülümseten bir sekans değil miydi? Lego Spider-Man karakterini 14 yaşındaki Kanadalı animatör Preston Mutanga tarafından hazırlamış. Üstelik film daha çıkmadan önce bu hayran yapımı kısa fragmanı çok beğenmişler. Genç animatörümüzü takibe alıp işlerini filme eklemeye karar vermişler.

Benim şimdiye kadar favorim olan Spider-Man karakterimizden bahsetmeden geçemezdim.. Pavitr Prabhakar karakterine benzersiz hareket ve dövüş stili kazandırmak için Kerala eyaletinden 2000 yıllık Hint dövüş sanatları Kalaripayattu’yu araştırılmış. Kendisine özgü tasarımı ve dans edercesine dövüşme şeklinden de bu anlaşılıyor.

Örümcek Adam olarak Miles Morales

Beyond The Spider-Verse

Peki şimdi ne olacak? 29 Mart 2024 tarihi olarak hedeflenen filmin Across The Spider-Verse’ün üzerine koyabileceğine inanıyorum. Filmden ana beklentim soruların cevaplanması ve açık bıraktıkları kapılardan sağlam yürümeleri. Bunun dışında ilk film ile Spider-Man: Across The Spider-Verse arasında bu kadar zaman aralığı olmasının en büyük sebebinin ik film için aynı anda uğraşıyor olmaları diye düşünüyorum. Söylentilere göre Gwen Stacy’nin ses sanatçısı Hailee Steinfeld, ses kayıtları yapmadıklarını dile getirmiş. Çünkü ses kayıtları 4 yıl içerisinde yapılmış ve hazırlanmış. Bu da biz izleyicilere filmin ham olarak zaten hazır olduğunu gösteriyor. Eklemeler, çıkartmalar, post-production gibi detaylar yapıldıktan sonra filmin gündemden düşmesini bekleyip Beyond The Spider-Verse için bir fragman gösterilebilir.

Daha fazla film incelemesi okumak istiyorum, hızımı alamadım diyorsanız buradan devam edebilirsiniz.

Leave a comment

0.0/5