Skip to content Skip to footer

Euphoria “Kaos ve Aşk” 2. Sezon İncelemesi

A24 ve HBO ortak yapımı Euphoria, kısa süre önce ikinci sezonu ile ekranlara veda etti. Daha ikinci sezonu bitmeden yeni sezon onayı alan dizi hayranlarını bu sefer mutlu edemedi. Bence ilk sezona göre bol klişe, saçma ergen kavga ve aşkları ile boğulduk. Koskoca sezon sadece iki kız arkadaş arasında geçen eski sevgili mevzusuna döndü. Asıl odaklanmamız gereken mevzu olan Rue ve saçmalıklarına hiç odaklanamadık. Bu sezon bana çok kısa geldi. Evet Cassie ve Maddy arasında yaşanan bu aşk karmaşasını izlememiz lazımdı ayrıca Lexi’nin tiyatrosu da vardı fakat Rue’nun bavulu hakkında neredeyse hiçbir sahne görmedik. Sırasıyla dizinin ikinci sezonunu inceleyelim. “DEVAMI SPOILER İÇERİR”

Euphoria Oyuncular ve Karakterler

Euphoria’da bu sezon özellikle belirli karakterlerin yükselişlerini izledik. Özellikle Nathan, Lexi ve Fez gibi karakterleri daha çok gördük. Nathan bence bu sezonun kahramanıydı diyebiliriz. Kendisini sadece Kat’in sevgilisi rolünde görmemek beni çok mutlu etti. Kat zaten tamamıyla değişmiş bir karakter olarak önümüze çıktı ve onun yanında Nathan parlayan bir yıldız gibi ekranlara döndü. Lexi’nin oyununda çok başarılıydı ve bence bir tebriği hak etti. Yan karakterler yani Ali, Rue’nun annesi ve Cassie’nin annesi gibi olaylara arkadan müdahale eden oyuncular da ilk sezona göre daha çok baskındı. Sırasıyla karakterlere şöyle odaklanabiliriz.

Lexi ve Fez

Öncelikle bu sezonun karakter olarak kahramanı bence Lexi. İlk sezonda kesinlikle hak ettiği değeri alamamıştı ve çok silik gözüküyordu. Aslında karakterin yaratılış biçimi olarak bu durum belki normal olabilirdi ama yine de onun içindeki duyguları ve hayatının ilerleyişine şahit olmak isterdim. Lexi harici Fez de bu sezonda ilkine göre daha ön plana atılmıştı. Fez ve Lexi arasındaki ilişkiyi de izlemek ayrıca keyifliydi. Bu ikiliye pek doyamadık çünkü asıl sahnelerimizi dolduran üçlü Nate, Maddy ve Cassie oldu.

Nate, Cassie ve Maddy

Tamamıyla bu üçüne odaklanılmış bir sezon izledik. Aralarında oluşan aşk üçgeni bütün sezonu kapladı. Bu durum benim canımı çok sıktı. Zaten bu diziye başlamadan önce hitap ettiği kitleden dolayı bu tarz bir olayla karşılaşacağıma emindim fakat yine de ilk sezonun yanında ikinci sezonun bu konu hakkında ciddi sıkıntıları vardı. Öncelikle ergen liseli kız kavgası izliyoruz derken çok ciddiydim. Maddy ve Cassie’nin Nate’e olan gereksiz tutkulu aşkı bütün sezonun göz bebeği oldu ve gereksiz uzadı. İkisi de Nate’den aynı anda nefret edip aşık olmayı bir şekilde başardılar ve asıl kaos o noktada ilerledi.

Nate’in, Maddy’nin evine gelmesi ve onu tehdit etmesi bu sezonun en gerici kısmıydı. Nate’den böyle bir davranış bekliyordum fakat biraz fazla ileriye gitmişti. İlk sezonda Maddy’e fiziksel şiddet uygulaması zaten bu olayın yaşanacağını bence bizlere göstermiş oldu. Buna rağmen Maddy’nin hala Nate’e aşık olması ve Cassie’ye patlaması trajikomik bir olaydı. Cassie’nin ise Nate’e “ben deliyim” diye bağırmasından sonra ilişkilerine devam etmeleri büyük bir saçmalıktı. Anlamış olduk ki her iki karakter Nate’e karşı büyük bir tutku besliyorlar. Bu olayların yanında Lexi’nin de oyununa bu sahneleri eklemesi ve ikiliyi komik gösterecek şekilde seyirciye sunması bardağı taşıran son damla oldu.

Rue, Kat ve Jules

Bu ikilinin yanında diğer karakterler çok az gösterildi. Mesela Kat, kendisini yaşadığı değişim sonucu hiç sevmiyorum fakat bence kendisine daha çok odaklanmamız gerekiyordu. Nathan’a söylediği yalan ve gerekçisini tam anlamadım bile. Rue meselesinden bahsetmek istiyorum. Kendisi yapılabilecek en büyük hatayı yaptı ve valizi aldı. Ciddi şekilde hastalanması buna rağmen ikinci sezonda neredeyse hiç bu mevzuya değinilmemesi büyük hataydı. Zendaya rolü çok başarılı oynuyor cidden izlerken o duyguları hissedebiliyorsunuz. Bunun yanında Jules ile olan ilişkisi aşırı toksik devam ederken aralarına Elliot giriyor ve ortalık daha çok karışıyor. Jules ve Rue’nun bitmek bilmeyen sorunlu ilişkisi bence artık can sıkmaya başladı. Bir yerde son bulması gereken ilişki habire kendini tekrar ediyor ve başa sarıyor. Yani kısacası ilişkiler bakımından ikinci sezon yeterince sorunluydu.

Olay Akışı

Olaylar bakımından ilişkiler harici aslında bütün sezonun başrolde olduğu tiyatro oyununu izledik. Sahnede bir kaos ile karşılaşacağımız belliydi fakat böylesini beklemiyordum. Her karakterin hayat akışına komik ve eğlenceli bir noktadan değinen oyun bence son iki bölümde olması gerektiği gibi ilerledi. Tiyatro sahneleri ne kadar bu sezonun göz bebeği olsa da bunun yanında Ash’in ölümü ve Fez’in tutuklanma sahnesi de ayrı duygusaldı. Ash için bu sezon pek çok teori ürettik. Hatta Cal’in evden aldığı aile fotoğrafındaki gizemli çocuğun Ash olup olmadığından da emin değildik. Ash’in önceki bölümlerde Fez’in geçmişini izlerken aslında öldüğünü bile öğrendik. Ash olayı hala az çok sırrını korumaya devam ediyor. Cal’in kendi içinde ve aşk hayatında yaşadığı çalkantılı olaylarla Euphoria, izleyicilere bu sezonunun asıl konusunun “aşk” olduğunu kanıtladı.

Euphoria İçin Son Söz

Umarım bu sezonda olduğu gibi olaylarların ucu gelecek sezonda açık bırakılmaz ve daha fazla kız kavgası izlemeyiz. Belki bir umut Cassie ve Maddy, Nate’e karşı beraber savaşırlar, Jules Rue’nun hayatından çıkmaya karar verir ve Rue bunca tehlikeye rağmen hayatta kalmaya çalışır. Rue’nun bu kadar kaos ve ilaca rağmen hayatta kalması ise ayrı bir mucize diyebilirim. Fez ile Lexi kavuşur ve mutlu bir son izleriz. Kısacası Euphoria bu sezon bizlere bol aşk, kaos ve toksiklik sergiledi. Şimdiden üçüncü sezon onayını alan dizinin devamında neler olacak çok merak ediyorum. Gelecek sezon için herkese şimdiden iyi seyirler!

Leave a comment

0.0/5