Skip to content Skip to footer

Grancrest Senki İnceleme

Yönetmen: Omata Schinichi

Stüdyo: A-1 Pictures

Tür: Aksiyon, Dram, Fantastik, Romantizm

Yapım yılı: 2018 Kış

Bölüm Sayısı: 24

My Anime List Puanı: 7.23

ÖZET

Kaosun hakimiyet sürdüğü bir kıtada, kıtadaki güç sahibi “Lordlar”ın elinde kaosu yatıştırabilecek ve insanları koruyabilecek kutsal mührün gücü vardır. Ama çok geçmeden, Lordlar kaosu arındırma görevlerini bir kenara bırakıp birbirlerinin mühürlerini ele geçirmeye, böylece güç kazanmaya odaklanırlar. İnsanlardan uzakta tek başına yaşayan ve Lordlar’ı hor gören yalnız bir büyücü olan Siluca ve kendi evini özgürleştirmek amacıyla yola çıkan gezgin şövalye Theo, bu savaş ve kaosla dolu olan toprakları yeniden şekillendirmek için sonsuz bir yemin ederler.

Orta Çağ ve büyüye alışığız fakat işin içine politika ve hileler de girerse?

            Bana kalırsa, animemiz 2018 yılının en iyi animelerinden biriydi. Hatta uzun süredir, keşke bitmese dediğim bir anime ile karşılaştım ki ben normal şartlarda dizilerin uzamasından gerçek anlamda nefret ederim. Hikayemiz orta çağ temalı fantastik bir evrende, Lordların ve onların hem sağ kolu hem de danışmanları olan büyücülerin bulunduğu bir dünyada geçiyor. Tabi işin içinde Lordlar varsa, savaş, politika, entrika direkt olarak pakete dahil gelmekte yani merak etmeyin hepsinden gırla var.

            Tabi bunu yanında bazen dram, bazen romantizm de işin tuzu biberi olarak dahil olmakta fakat hiçbir zaman ana odağımız olmuyorlar. Animemiz kendini gayet ciddiye alıyor ve işleri uzatmayı hiç sevmiyor, hatta her şeyi dozunda kullandığı söylesem yeridir. Karakterleri ve onların yaptıkları tercihleri, onların mental durumlarını ve yaptıkları seçimlerin sonuçlarını gayet güzel işliyor, hatta yer yer oldukça vurucu oluyor. Birkaç karakter haricinde, karakterlerin motivasyonlarında da hiç sorun yoktu ki sorunlu olanları izler izlemez anlayacaksınız zaten.

Görseller ne alemde peki?

Çizimler ve animasyonları da gayet güzeldi. Kendi döneminin en iyisiydi diyemem ama estetik olarak gözümü tırmalayan hiçbir şey olmadı. Müziklerden rahatsız olmadım fakat hiçbir parçası da aklımda kalmamış yani vasat diyebilirim. Aksiyon sahneleri hoştu, animasyonlar ve kurgu düşünülmüş, üzerinde emek harcanmış. İzlerken siz de fark edeceksinizdir. Yani animenin görsel olarak hiçbir sıkıntısı yok. Zaten bu kısma kadar animeyi gayet beğendiğimi anlamışsınızdır. Savaş var, dram var, güzel ve havalı karakterler var, strateji ve entrika var, güzel kurgu var… E daha ne olsun?

Gelelim sıkıntılarına… Öncelikle anime biraz potansiyelini harcamış gibi zira 24 bölüm bu anime için yetersiz. Çok fazla karakter, çok fazla konu, çok fazla potansiyel hikâye var fakat olaylar bazı yerlerde oldukça hızlı atlanıyor. Bazı malum animeler, bu animenin atladığı bölümleri kullanarak 2 sezonluk içerik çıkarır (şaka değil). En başta da dediğim gibi, anlatılacak o kadar şey varken, atlanılan kısımları düşünüp “off abi şurada en oldu acaba ya? Keşke şu kısmı da anlatsalar? Şu şöyle olsaydı burası nasıl olurdu acaba?” gibi soruları kendime sorarak hayaller alemine daldım 😀

            Bir diğer sıkıntı ise karakterler bazında. Bazı karakterler anlaşılmaz biçimde, birdenbire tam manasıyla yüz seksen derece dönüp karar değiştiriyorlar. Siz de ekrana anlamsızca bakıp “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?” diyorsunuz.

Neticeye gelirsek…

Anime hakkında genel değerlendirmelerim bu şekildeydi. Elbette bir başyapıt değil kendisi fakat izledikten sonra bazı karakterleri zihninize kazımayı başarıyor (yukarıdaki David reis gibi <3). Ölmeden önce mutlaka izleyin demeyeceğim fakat eğer izleyecek bir şeyiniz yoksa mutlaka bir göz atın derim. Savaşlar altında ezilen bir dünyada, güzel çizimler ve gözü yormayan renk paleti ile sizi ekran başında tutacak, ne olduğunu anlamadan akıp gidecek bir deneyim yaşamak isterseniz, aradığınız anime budur diyorum 😀

Umarım okurken keyif almışsındır, günün güzel geçsin.

Leave a comment

0.0/5