Skip to content Skip to footer

Pirate Borg: Karayiplerde Bir Ganimet 

Mörk Borg sistemini kullanan ve bu sistemin sanat tasarımını temel alan Pirate Borg, Limithron tarafından üretilip Free League çatısı altında raflarda kendisine yer bulmaktadır.

Pirate Borg kendisine Mörk Bork ya da CY Borg oynamış olanların aşina olacağı Doom Art-punk bir tasarım benimsemiş. Yazının başından şunu söyleyelim kitabın sanat tasarımı kalp atışınızı hızlandırıp göz bebeklerinizi büyütecek ölçüde güzel. Şahsen korsanlık ve deniz teması ile inanılmaz yakın ilişkim olmasa da kitabı okurken kendimi korsan rolü yapıp oynatacağım oyunu planlarken buldum. En nihayetinde arzularıma dayanamayarak oyundan önce Karayip Korsanları yeniden izledim. Her sayfanın temasına uygun olarak tasarlanmış grotesk görseller Karanlık Karayiplerin korkutucu korsanları, deniz yaratıkları ve arzularınızı en derininden etkileyecek hazineleri ile birleşince daha kitabı okurken kendinizi denizlerin fatihi bir korsan gibi hayal etmeye başlıyorsunuz.

Oyun büyük oranda Karayip Korsanları havasına sahip. Büyülü maceralar ve korsanlar ile savaşan sömürgeciler. Bir ayağını tarihi olaylara atmış olsa da büyük kısmı fantastik korsan öykülerinden beslenmekte.

Savaş Sistemi

Pirate Borg sistem olarak bugüne kadar gördüğüm öğrenmesi en kolay oyunlardan birisi. Kısaca Mörk Borg ile aynı sistemi kullanıyor. Ancak Mörk Borg oynamamışlar için kısaca özetleyelim.

DnD’den alışkın olduğumu modifire sistemine benzer bir sistem bulundurmakta. -3 ile +6 arasında yetenek puanlarının eklendiği bir d20 atıyorsunuz. Fakat oyunun en çok taktiri hak eden yanlarından birisi rakipleriniz size saldırırken zar atmıyor. Onlar yerine siz savunma zarı atıyorsunuz. Ve çoğunlukla d20 + presence zarını 12 ve üzeri atarsanız rakibinizin hamlesini savuşturmuş oluyorsunuz. Aynı şekilde saldırırken de zarı siz atıyorsunuz. Bu sefer de saldırı hamlelerinin belirttiği yeteneği kullanarak 12’yi geçmeye çalışıyorsunuz. Oyunun büyük çoğunluğunda 12 zorluk seviyesini kullanıyorsunuz fakat bazı spesifik düşmanların diğerlerinden ayrı zorluk dereceleri olabiliyor.

Oyunun bütünüyle oyuncu merkezli ilerliyor olması ve zarların büyük çoğunluğunu oyuncuya attırması masada daha aktif bir savaş dönmesine aynı zamanda oyuncuların kendilerini oyuna daha fazla kaptırmasına sebep oluyor. Bu sistemi hızlı olması ve oyuncu merkezli işleyişinden dolayı çok sevdim. Diğer sistemlerde oyuncu kendi turu dışında çok fazla zar atmak zorunda kalmaz. Fakat burada ise her an tetikte olup defans zarı atmaya hazır beklemesi gerekiyor. 
Bir diğer hoşuma giden şey ise hemen hemen her düşmanın belli bir moral seviyesinin olması. Savaş sırasında liderlerini öldürürseniz ya da yarısını ortadan kaldırırsanız bir moral zarı atmak zorunda kalıyorlar. Bu zarın sonucuna göre teslim olabilirler ya da can havliyle kaçmayı deneyebilirler.

Oyuna bir moral mekaniği eklenmesi ve bu mekaniğin oyuncunun lehine çalışıyor olması şahsen beni çok mutlu etti. Zaten hayatta kalması zor olan bir macerada en azından oyunculara belli avantajlar verilmiş.

Sınıflar

Oyunda aslında 6 sınıf bulunmakta fakat fazladan 2 tane daha bonus sınıf eklenmiş. Bu 2 bonus sınıf geri kalan 6 sınıfı değiştirip daha farklı bir hale sokmak için kullanılıyor. Kendileri tek başlarına bir sınıf olarak kullanılamasa da diğerleri ile güzel kombinasyonlar yaratılmasını sağlıyor. Öğreneğin Tall Tale sizin maymun, tavuk, timsah, deniz kızı ya da aquatic bir mutant olmanıza olanak sağlıyor.

Haunted Soul ile ölümü yenmiş ve yeniden dirilmiş olan iskelet, vampir, hayalet gibi bir varlık oynayabiliyorsunuz. Bu iki sınıf size fazladan özellikler kazandırsa da yanlarında getirdikleri negatif şeyler de yok değil.

Geri kalan diğer 6 ana sınıf ise bir korsanlık oyunundan bekleyeceğiniz her şeye sahipler. Kısaca özetlemek gerekirse şu şekildeler;

Brute:

Denizlerde zekasından çok gücü ile hayatta kalan, bir geminizin çapasını bile silah olarak kullanabilen tayfanın bilek güreşinde asla alt edemeyeceği faydalı bir kas yığını.

Rapscallion:

Kaptan ve tayfası eğlence istiyor! Hadi onları eğlendirecek bir soytarı bulalım… Rapscallion sinsi saldırılar ve türlü kurnazlıklar ile düşmanlarını alt edebilir. Aynı zamanda bu sınıf ile oynayabilmeniz için bir deste iskambil kağıdına ihtiyaç duyacaksınız. Karakterinizin bazı özellikleri iskambil destesinden kart çekmenizi istiyor çünkü. 

Buccaneer:

Uzun namlulu tüfeği ile geminizin direğine tırmanıp uzakları gözlemleyen, savaş sırasında yukarıdan tüfeği ile destek olan arkadaşımız diğer sınıfların aksine silahını yeniden doldurmak için 2 tur değil 1 tur harcıyor. Seviye atladıkça daha bunun gibi pek çok yetenek kazanıyor.

Swashbuckler:

Kılıç kullanmakta, akrobatik hareketler yapmakta ve tayfanın moralini yükseltip düşman saldırılarında avantaj kazanmalarında yardımcı olan bir sınıf. Şahsen kaptan olmaya en uygun sınıfın Swashbuckler olduğunu düşünüyorum. Başlangıç ve sonrası için oldukça çeşitli yeteneklere sahip olmasının yanı sıra HP olarak da oldukça güçlü. Klasik bir kaptan rolü yapmak istiyorsanız bu sınıf sizin için ideal tercih olacaktır. 

Zealot:

Diğer fantastik TTRPG sistemlerinden alışkın olduğumuz Celeric sınıfı olarak özetleyebiliriz. Kendisi ritüel ve relik denilen büyülü eşyaları kullanabiliyor. Genel olarak iyileştirme ve düşmanı zayıflatma üzerine büyülere sahip olan Zealot sınıfını ilk oyunumuzda iskelet bir karakter canlandırmıştı. İnsanlara şifa veren, öldükleri zaman onları dirilten bir iskelet masada oldukça eğlenceli anlara sebep oldu.

Sorcerer:

Fiziksel beceriler konusunda pek yetenekli olduğu söylenemese bile ruhani olarak oldukça güçlü bir sınıf. Zealot gibi ritüel ve relik kullanabilmesinin yanı sıra büyüleri sayesinde düşmanlarının cesetlerini iskelet olarak diriltip onları kontrol edebilir ya da seçtiği bir düşmanı belli bir süre uyutabilir. Bunun gibi daha pek çok özelliği bulunmakta. Gizemli güçler ve ölüler ile uğraşan bir korsan için Sorcerer iyi bir sınıf olacaktır.

Deniz Savaşı 

Sistem korsan temasına yaraşır bir şekilde deniz savaşı için ayrı bir bölüm oluşturmuş.

Gemilerden biri diğerine çıkarma yapana kadar savaş normalden biraz daha farklı işliyor. Gemiler hexagon bir haritanın üzerinde hareket ediyor. Sistemde 17 tane gemi ve tekne bulunmakta. Bunların her birinin hızları, silahlarının hasarı, canı, zırhı gibi bilgileri verilmiş. Bu bilgiler doğrultusunda dümende bulunan oyuncu gemiyi yönetiyor geri kalan oyuncular ise tayfa aksiyonu denen deniz savaşına özel aksiyonlarını gerçekleştiriyor. Bu aksiyonlar arasında topları ateşlemek, geminin hasar gören yerlerini onarmak, fazlada bir altıgen hareket etmeyi sağalmak ya da çapa atmak gibi çeşit çeşit aksiyon bulunmakta.

Deniz savaşı bununla da kalmıyor rüzgârın yönünü, hava durumunu ve hatta suyun durumunu bile hesaba katıyor. Aynı zamanda geminizin bir tayfası olduğunu, bu tayfanın moral seviyesine, sağlık durumuna sahip olup belirli aralıklarla tedavi edilmeleri gerektiğini de unutmamak gerek. Bu tayfaya belirli aralıklarla ücret ödemeniz gerekmekte. Tayfanızın yanı sıra geminizin de düzenli aralıklarla bakımını yapmalısınız. Tayfanızın şarkı söyleyerek geminize artı özellikler vermesi gibi şeyleri saymıyorum bile.

Basit ve yüzeysel bir sistem beklerken oldukça detaylı ve oyun esnasında stratejik hareketlerle ilerlemeniz gereken bir sistem ile karşılaştım. En ufak hatanız bile Davy Jones’un sandığını boylamanıza sebep olabilir.

Ritüeller ve Simya 

Oyuna eklenmiş olan bir diğer güzel mekanik ise belirli sınıfların yapabildiği ritüel. Ritüeller Sorcerer ya da Zealot sınıfının büyülerinden farklı olarak başarmak için belirli bir zar testinden geçmeniz gerek. Başarısız olmanız durumunda başınıza bazı mistik belalar gelebilir. Oyun bunun için belli bir tablo hazırlamış. Başarısızlığınızın sonucu bu tablodan seçilir. Tabloda tüm bir tayfayı yok edebilecek belaların yanı sıra zamanda ileri gitmenize sebebiyet verecek tuhaf şeyler de bulunmakta.

Simya kısmına gelecek olursak bu mekanikte can iksirleri, zehirler, belli yetenek puanlarınızı kısa süreli arttıracak karışımlar üretebilirsiniz. Bunun için doğru malzemeleri bulmalısınız ya da olayı tamamen şansa bırakıp risk alarak ilginç iksirler üretebilirsiniz. Fakat bu kısımda şahsen tamamen simya üzerine ağırlık veren, diğerlerinden daha kolay bir şekilde başarılı iksirler üretebilen bir sınıf olmasını dilerdim. Yani oyunda hususi olarak simya üzerine yazılan bir sınıf maalesef bulunmamakta.

Yaratıklar ve Düşmanlar

Karayiplerdeki gezintiniz boyunca türlü türlü düşman ve saldırgan yaratık ile karşılaşacaksınız. Bunlar kimi zaman sıradan korsanlar olurken kimi zaman ölüme meydan okuyup gelmiş hayalet korsanlar ya da iskeletler olabilir. Aynı zamanda suyun altında geminizi paramparça edip tayfanız ve sizi suyun dibine batırmak için hazırda bekleyen yaratıkları da unutmamak gerek.

Kitap burada biz oyuncular için oldukça cömert davranarak 72 tane birbirinden farklı hazır düşman koymuş. Bunların can, moral, zırh sınıfı, saldırıda kullandıkları silahlar ve hasarları, özel bir yeteneği varsa yeteneğin açıklaması gibi bilgileri tek tek dengeli bir şekilde yazılmış. Aynı zamanda kitap oyun yöneticisinin de kendi yaratıklarını oluşturabilmesine imkân sağlamak için özel bir tabloyu eksik etmemiş.

Seyir Defteri

Oyunu oynayabilmeniz için gereken kitap oyun yöneticisi için pek çok hazır tablo bulundurmakta. Şahsen kendi oyunumu hazırlarken tabloları okurken bile kafamda belli görevler ve düşmanlar şekillenmişti. Bunları oyuncularımın karşısına çıkardığım zaman yeterince zorlu olmamaları ya da fazla zor olmaları konusunda endişe duyuyordum fakat oldukça kararında bir macera yaşadılar.

Kitap oyun yöneticisi için rasgele korsan ismi bulmaktan hava durumuna karar vermeye ve hatta dakikalar içerisinde oldukça ilgi çekici görevler oluşturmaya kadar olanak sağlayan geniş tablolar ile donatılmış. Atacağınız birkaç zar ile oyuncularınızın karşısına kolaylıklar yeni görevler yeni düşmanlar çıkarabilirsiniz. Kolay oluşturulmalarının yanı sıra oldukça da kaliteli ve eğlenceli görevler, düşmanlar olmaktan geri durmuyorlar.

Kitapın son bölümü olarak sandbox bir macera modülü eklediklerini de belirtelim. Dilerseniz oyuncularınıza doğrudan bu macerayı oynatabilirsiniz. Sandbox olmasından dolayı da modülü istediğiniz gibi şekillendirip size ve oyuncularınıza göre düzenlemeler yapabilirsiniz.

Aynı zamanda kendi senaryonuzu yazmak ve oynatmak istiyorsanız kitapta evrende gerçekleşmiş farklı zaman çizgilerindeki büyük olaylarla ilgili de bir tablo var. Ben bu tablodan yardım alarak bir asır evvel ölmüş ve yeniden dirilip kendisine ölülerden ordu kuran bir kaptan yarattım. Oyuncularım da denizlerde az biraz nam salmış korsanlar olarak İngilizler ve İspanyollar tarafından çağrılıp bu ölümden dönmüş korsanı ortadan kaldırmaları için görevlendirilirler. Sonuçta kendi askerlerinin canını tehlikeye atmaktansa bir avuç değersiz korsana birazcık altın vererek bu işi çözebilirler.

Bu senaryo tamamen tablonun yardımı ile oluşturuldu. Ardından üzerine ufak değişiklikler ekleyerek oyuncularıma sundum ve oldukça keyifli bir 7 saat geçirdik. Oyun bittikten sonra ise hepimizin aklında bunu bir campaign yapma fikri dolanıyordu.

Son Söz

Korsanlık temasını seviyorsanız muhakkak oynamanız gereken bir sistem. Benim gibi bu tarz korsancılık, denizcilik olaylarıyla ilginiz yoksa da sizi kolaylıkla kendine çekecektir. Aynı zamanda DnD gibi kısmen karmaşık sistemlerden yorulan oyunculara da ilaç gibi geleceğinin garantisini verebilirim.

Oynayacak olan kişiler şimdiden iyi eğlenceler ve bol ganimeti maceralar dileriz.

Leave a comment

0.0/5