Skip to content Skip to footer

The House: Tüyleri Diken Diken Eden Stop-Motıon

14 Ocak 2022’de Netflix’te yayımlanan The House, üç farklı hikayesi de aynı evde geçen stop-motion bir film. İlk önce dizi olması planlanan film daha sonra antoloji olarak hayata geçmiş. Yetişkinlere yönelik olduğunun altınız çizmek gerekiyor. Filmin fragmanına buradan ulaşabilirsiniz.

Bir Evin Hikayeleri

The House, yaşayan bir evin hikayelerini anlatıyor. Ancak evde yaşayan karakterlerin başlarına gelenlerin ilerlemesinin sebebi evin kendisi. Farklı zaman ve yerlerde geçen bu öyküler birbirleriyle bağlantısız. Evin olduğu yerde durduğunu hissedebiliyorsunuz. Fakat olayların, karakterlerin, evrenlerin değiştiğini de hissedebiliyorsunuz. Bu da evi ana karakter haline getiriyor. Üç farklı hikayede aynı evin geçtiğini göstermeseler fark edilemeyecek kadar detaylı bir film. Elbette evin lanetli olduğunu ima etmiyoruz. Ev de böyle bir şeyi anlatmıyor ama evde yaşananların kolay şeyler olmadığı gayet açık. Üstelik ev bize yalnızca hikaye anlatmıyor. Bu antoloji izleyicilere ciddi alt metinler sunuyor.

The House filmi hikayelerinden birisinden görsel
The House filmi hikayelerinden birisinden görsel

The House Karakterleri

Karakterlerin yalnızca insanlardan oluşmadığını fark etmişsinizdir. Fabl diyebileceğimiz bir şekilde hayvanların insansı hareketler sergilediği evrenlerde geçen iki hikaye var. Fakat bu hikayelerin hiçbirisinde konuşan hayvanların insanımsı olduğunu düşünmüyor aksine çok olağan karşılıyorsunuz. İlk hikayede oyuncak bebeklerle stop-motion yapılmış olsa da diğer iki hikaye farklı hayvanları baz alıyor. Biraz önce de bahsettiğimiz gibi, hayvanların insansı davranışları var. Karakterlere can veren ses aktörlerinin yüzlerini kafanızda canlandırabiliyorsunuz. Duraklı çekimin güzel yanı üç boyutlu objeler kullanılması. Bu da karakterleri neredeyse canlı hale getiriyor.

Müzik, Efektler ve Uyum

Hepimizin çok sevdiği besteci Gustavo Santaolalla, The House’un da müziklerini de yapmış. Gustavo, filmin gerilim temasına uyan bir ton yakalamış. Açılışta ve hikayeler arası geçişte de bestecinin o kendisine has imza tınılarını duyabiliyorsunuz. Ayrıca stop-motion tekniğini desteklemek için efektlere özellikle dikkat edildiğini düşünüyorum. Genelde bir kibrit çakması ya da telefona dokunma sesleri oldukça belirgin. Fırındaki yemeğin pişme sesini bile rahatça ayırt edebiliyorsunuz ki bu da sizi hikayenin içine dalmanıza yardımcı oluyor. Ayrıca bir gerilim filmi olduğu ve alt metin içeren korku hikayeleri anlattığı için bu önemli bir detay. Hepsi bir kaba konulan kek malzemelerine benziyor. Sonuç gerçekten çok lezzetli!

Korkmaya doyamıyorum, başka film seçenekleri de arıyorum diyorsanız sizi yazımıza bekliyoruz.

Leave a comment

0.0/5