2023 yılı üstümüze yığınla oyun atarken The Game Awards’a da az bir süre kaldı. Yılın Oyunu ödülünü Zelda mı alır Baldur’s Gate mi derken beklenmedik bir sürprizle karşılaştık. Max Payne’den beri her oyununda farklı anlatış biçimi kullanan Remedy, Control ile aradığı tarzı buldu gibi. 13 yıldan beri arka planda geliştirilen Alan Wake 2 bu yılın en beklenmedik ve en başarılılarından biri oldu. Alan Wake 2 benim de uzun zamandır beklediğim oyunlardan biri ve bu bekleyişe değdi. Daha fazla uzatmadan ilk Alan Wake’te neler oldu kısaca hatırlayalım isterseniz.
Alan Wake 2 Öncesi Neler Oldu?
Meşhur yazar Alan Wake son kitabından sonra uzun süre yeni bir kitap yazamaz ve bunalıma girer. Tabi bunun sonucu ilişkisinde problemler de ortaya çıkmıştır. Bright Falls isimli kasabada bu gibi durumlarla ilgilenen bir psikiyatri hastanesi olduğunu öğrenen Alice (Alan’ın eşi), Alan’ı kasabada tatil yapmaları için ikna eder. Böylelikle kasabadayken psikiyatri hastanesinin doktoru Emil Hartman ile görüştürebilecekti. Huzur dolu bir kasaba olarak gözükse de aslında Bright Falls’un geçmişi oldukça karanlık. Bu tatil Alan’ı beklenmedik olaylara sürükler. Eğer ilk oyunu oynadıysanız ya da oynamayı düşünüyorsanız bu kısmı daha fazla uzatmayacağım. İlk oyunda yaşananlara hakim olmak ve Remedy’nin diğer oyunlarıyla birlikte inşa ettiği evrenindeki olayları takip etmek isterseniz sizi bu yazımıza alalım. Remedy de Alan Wake II’yi evreninin tüm hikayelerine hakim olunca daha çok keyif alacağımız bir narrativede kurgulamış doğal olarak. Şimdi karakterlere geçelim çünkü ilkine göre yeni birçok karakterle tanışıyoruz devam oyununda.
Karakterler
Alan Wake: Oyunumuzun başkarakteri. İlk oyundan beri Dark Place’de mahsur.
Saga Anderson: Oyunumuzun diğer başkarakteri. Bright Falls’da yaşanan olayları araştırmak için gelen bir FBI ajanı. Logan adında bir kızı var. Alan’ın yazdığı hikayeyle beraber hayatı da etkilenir. Zihin Alanı dediği özel bir gücü var. Burada biriktirdiği ipuçlarını ve sorguladığı kişilerle ilgili detaylı bilgiler ediniyor. Old Gods of Asgard üyesi Tor Anderson’ın torunu ve Warlin Door’un kızı.
Alex Casey: Saga Anderson’ın ortağıdır. Alan Wake’in hayali karakteri Alex Casey ile aynı ismi taşıdığı için Alan Wake’e özel ilgisi vardır. Saga gibi Alan Wake’in yazdıklarından dolayı hayatında değişimler olmaktadır.
Robert Nightingale: Eski FBI ajanı. Oyunun açılışında kontrol ettiğimiz karakter. İlk oyunun sonunda Dark Presence tarafından ele geçirilmiş halini görmekteyiz. 13 yılın ardından Dark Place’den geri döndükten sonra kültistler tarafından öldürülür.
Warlin Door: Eskiden Bright Falls’ta yaşayan biri. Tor Anderson’ın kızı Freya Anderson ile evlenmiştir. İstediği kişiyi istediği yere ışınlayabilir. Bu yüzden Mr. Door lakabını almıştır. Dark Place’de Alan Wake’e kurtulmasında yardımcı olmaktadır.
Rose Marigold: İlk oyundan tanıdığımız garson Rose. Aynı zamanda Valhalla Huzurevi’nin çalışanlarından biri. İlk oyundaki Alan Wake hayranlığını bu oyunda da görüyoruz.
Koskela Kardeşler: Ilmo ve Jaakko isimli iki kardeş. Kasabanın yerli halkından. Cult of the Tree isimli ekibi kuran kişiler. Dark Place’den gelen Taken isimli varlıkları öldürerek kasabayı korumaya çalışıyorlar.
Tim Breaker: Bright Falls’un şerifi. Aynı zamanda ilk oyunda bize yardım eden Şerif Sarah’nın kuzeni. Sarah FBI’a katıldıktan sonra şerifliğe terfi almıştır. Saga’yı korumak için Mr. Door tarafından Dark Place’e yollanır. Dark Place’de Alan Wake’e yardımcı olurken aynı zamanda Mr. Door’u araştırır. Kendisinin yüz modeli Quantum Break’te Jack Joyce’u da canlandıran Shawn Ashmore. Alan Wake ile bir konuşmasında farklı dünyalarda kendi kopyaları olduğunu düşündüğünü söylemekte. Remedy Connected Universe’e Quantum Break dahil olmasa da Sam Lake’in aklından geçenleri tahmin etmek zor.
Ahti: Control’den tanıdığımız Kapıcı Ahti, AWE DLC’sinde tatile çıkacağını söyleyerek ayrılmıştı. Bu sefer karşımıza hem Bright Falls’da hem de Dark Place’de çıkıyor. Control’de olduğu gibi garip hareketleri ve fazla bilgisiyle bizi şaşırtmaya devam ediyor.
Kiran Estevez: FBC’de çalışan bir ajan. Ekibiyle beraber Bright Falls’da yaşanan olayları araştırmakta.
Hikaye
Hikayemiz Nightingale’in gölden çıkmasıyla başlıyor. Ormanın içinde yürürken kültistler tarafından önümüz kesiliyor. Hikaye gereği buradan kaçamıyoruz ve kültistler bizi öldürüyor. Ardından ekranı kaplayan Alan Wake 2 yazısıyla oyunumuz başlıyor. Kasabaya kültistlerin öldürdüğü insanları ve geçmişte yaşanan Alan Wake olaylarını araştırmaya Saga Anderson ve Alex Casey geliyor. İlk olarak olay yerinde cesedi inceledikten sonra ormanda Nightingale’in geldiği yolu takip ederler. Yolları iki ağacın birbirine girdiği bir yerde kesilir. Saga burada yerde bir kağıt bulur. Kağıtta Saga ve Alex’in geldiği ve kağıdı buldukları ana kadar yaptıkları yazmaktadır. Bir sapığın onları takip ettiğini düşünen Saga, cesedi daha detaylı inceleyebilmek için polis merkezine götürülmesini ister.
Saga, cesedi incelerken Nightingale’in kalbinin olması gereken yerde yeni bir sayfa bulur. Sayfayı incelerken Şerif Breaker daha önce böyle sayfaları gördüğünü ve topladığını söyleyerek elinde bir dosyayla gelir. Dosyayı Saga’ya vermek üzereyken Breaker bir anda ortadan yok olur ve Nightingale canlanır. Etraftaki polislere saldıran Nightingale’de ortadan kaybolur. Nightingale’i bulmak için Saga ve Alex ormana geri dönerler. Olay yerinin yakınında Nightingale’in kalbini bulurlar ve bu kalple iki ağacın kapattığı yolu açabileceklerini öğrenirler. Kalple yolu açtıktan sonra ilk boss savaşımızı Nightingale’e karşı yaparız. Nightingale’i bu sefer gerçekten öldürdükten sonra gölün kıyısında Alan Wake’i buluruz. Ne olduğunu çözmeye çalışan Alan sonunda gerçek dünyaya dönmüştür. Saga ve Alex, Alan’ı kaldıkları otele götürürler ve orada sorgulamaya başlarlar. Alan, yerde gördüğü su birikintisiyle her şeyi hatırladığını söyler ve kendimizi Alan olarak Dark Place’de buluruz. Bu sefer Alan tarafından yaratılmış bir New York’dayız.
Alan’ın hikayesi Dark Place’de yaşadıkları ve dünyaya geri dönüş kısmını anlatmakta. Burada Mr. Door, Alex Casey, Ahti, Şerif Breaker hatta Thomas Zane ile karşılaşıyoruz. American Nightmare’de ilk kez gördüğümüz Scratch bu dünyada da peşimizde. Alice ile kaldığımız otele giden Alan, Alice’in ona bıraktığı video kayıtlarını bulur. Alice, Alan’a Clicker’ın fotoğraflarını bırakmıştır. Alan bunu kullanarak dünyaya dönmüştür ama yalnız değildir. Alan dünyaya dönmeden önce Dark Presence’de onunla birlikte dünya gelmiştir. Saga, Alan’ı Alex ile beraber bırakarak Watery isimli kasabaya gider. Watery’de Saga, Dark Presence’in de burada olduğunu öğrenir ve Alex’i uyarmak için geri döner. O sırada Taken’lar Alex ve Alan’a saldırmaya başlamıştır. Alan ormanda Alex’e yardım etmeye giderken bir kültist tarafından yakalanır ve tam öldürülmek üzereyken Saga, Alan’ı kurtarır. Nightingale’i de öldüren kültistin aslında Ilmo ve Jaakko olduğunu öğreniriz. O sırada alana helikopterlerle FBC gelir. Ajan Estevez davanın FBI’dan FBC’ye geçtiğini söyleyerek Koskela kardeşleri ve Alan’ı tutuklar.
Saga, Dark Presence’i nasıl yok edeceğini öğrenmek için Tor Anderson’ın yanına gider. Huzurevinde olan Tor, Dark Presence’in ele geçirdiği Cynthia tarafından kaçırılır. Herhalde oyundaki en gergin ve korkunç sekans burasıdır. Huzurevinde Cynthia’yı aradıktan sonra onunla savaşırız ve Tor’u kurtarırız. Tor bize Clicker’ı nasıl kullanacağımızı anlatır. Clicker’la beraber polis merkezine gideriz. Fakat burası da Taken’lar tarafından ele geçirilmiştir. Yaralı halde olan Estevez’i ve Casey’i kurtardıktan sonra Alan ile konuşmaya başlarız. Dark Presence, Alan’ı ele geçirir ve Scratch ortaya çıkar. FBC, polis merkezinin arkasına bir ışık düzeneği kurmuştur. Scratch ile savaşırken aynı zamanda bu ışıkları çalıştırarak uzaklaştırırız.
Alan yeni bir senaryo yazar ve Saga’ya vererek Clicker’la beraber kullanmasını söyler. Saga, gölün gücünün tekrar ortaya çıkması için Anderson’ları çağırır ve Old Gods of Asgard tekrar bir araya gelir. Bu nesil pek görmesek de önceki nesilde Sony’nin oyunlarında çok gördüğümüz epik finali uzun zamandan sonra ilk defa başka bir stüdyoda görmek çok iyi hissettirdi. Old Gods of Asgard şarkılarını çalarak sanatlarını ortaya dökerken biz de üstümüze gelen Taken’larla savaşırız. Final sekans ise Scratch’e karşıdır. Scratch’i bir hücrenin içine sıkıştırır ve ışıklarla onu yok etmeye çalışırız ama Dark Presence bir patlamaya neden olur ve hücrenin kırılmasıyla Alex Casey’inin zihnine girerek kaçar. Saga kendini Dark Presence’de bulurken Alan ise kasabada kalır.
Huzurevinde kendisine ait olan odaya gider ve burada yeni senaryo yazmaya başlar. Saga ise Dark Place’de Alice’le konuşur. Alice, Saga’ya Clicker’ın ve bir kurşunun fotoğrafını bırakır. Bu sıradan bir kurşun değildir. İçinde ışığın gücünü barındıran bir kurşundur. Saga, Alice’in yönlendirmesiyle bir çeşmenin içine girer ve kendini Alan’ın yanında bulur. Saga, bitmiş senaryoyu alır ve Clicker’a basarak senaryoyu gerçeğe dönüştürür. Casey bedenindeki Dark Presence odaya gelir ve Casey’nin bedeninden çıkarak Alan’ın zihnine geri döner. Saga, Alan’ı vurur ve öldürür. Alan’ın ölmesiyle Dark Presence’de yok olur. Böylelikle oyunumuz biter. Credits ekranından sonra Alice son bir videoyla geri döner. Bright Falls’ta olanları araştıran bir organizasyona katıldığını, ofislerinde Dark Presence tarafından kaçırıldığında yaşadığı her şeyi hatırladığını söyler. Aslında Alice gölden çıkarken Alan’ın göle daldığını. Hiç Dark Place’den çıkmadığını. Kendini bir döngüye soktuğunu. Kayıt kapandığında başından vurulan Alan Wake canlanır ve “Bu bir döngü değil. Bu bir spiral” diyerek devam oyuna göz kırpar.
Remedy’nin açıklamasına göre Night Springs ve Lake House isimli 2 hikaye DLC’si gelecek. Night Springs ilk oyunda da gördüğümüz oyunun en büyük ilham kaynağı olan Twin Peaks gibi bir dizi. Henüz net bilgi olmasa da önceki oyundan da tanıdığımız bazı karakterleri göreceğiz gibi. Lake House ise Cauldron Gölü yakınında FBC tarafından kullanılan bir ev. Bu hikayede Control’ün ve Alan Wake’in birleşeceği hikayeyi göreceğiz gibi. Son olarak yakın bir zamanda oyuna New Game+ güncellemesi de gelecek.
Oynanış
Aslında Alan ve Saga’nın oynanış tarzı bu türdeki 2 önemli oyuna benziyor. Resident Evil ve Silent Hill. Sadece oyun olarak değil Sam Lake birçok dizi ve filmden de ilham aldığını belirtiyor. Twin Peaks, True Detective, Seven, Silence of the Lambs ve Taxi Driver bunlardan bazıları. Zaten oyunu oynamadan önce bu içerikleri biraz olsa bile tüketirseniz oyunun içinde anlarsınız.
Alan’ın oynanış şekli Saga’ya göre biraz daha ağır. Etraf karanlık ve yönünüzü bulmak bazen zor oluyor. Ayrıca Saga daha geniş bir haritaya sahipken Alan’da daha küçük ama katmanlı bir haritaya sahip. Bu katmanlı yapı etrafta dolaşmayı bazen zorluyor. Savaşma ise Saga’ya göre daha korkutucu. Etrafta bulunan Taken’lar ruh şeklinde ve her ruh gerçek değil. Oyun size istersen ruha ışık tut ama pilini azalt ya da ışık tutma ruhun üstüne yürüyerek onun gerçek olup olmadığını öğren diyor. Genelde ruhların çoğu gerçek olmasa da gerçek çıkan birkaç Taken sizi zorlamaya yetecektir.
Saga’da harita biraz daha farklı çünkü gidebileceğimiz 3 farklı bölge var. Watery, Bright Falls ve Cauldron Lake. Buralara arabamızla gidebiliyoruz. Tabi arabayı sürmek dediğim arabanın yanına geldiğimizde bize gidebileceğimiz yerlerin seçeneklerini sunuyor. Seçtikten sonra kısa bir sinematikle bölgeye gidiyoruz. Savaşma ise Alan’a göre daha kolay. Üstümüze gelen her düşman gerçek ve yine el feneriyle kalkanlarını kırarak öldürüyoruz.
Bulmacalar
Bulmaca çeşitliği çok iyi olmuş fakat bazı bulmacalar size hesap makinesi açtıracak cinsten. Saga’nın bulmacaları kültistlerin etrafa bıraktığı sandıklar, oyuncakları yerleştirdiğimiz tekerlemeler ve etraftaki renkli taşları takip ederek bulduğumuz Alex Casey beslenme çantaları.
Alan’ın bulmacaları ise biraz daha farklı. Angel Lamp isimli fener ile etraftaki ışıklarla oynayarak alanları değiştiriyoruz. Angel Lamp’i kullanarak etrafta bulunan sabit ışıkları fenerin içinde saklıyoruz ve uygun yerlerde kullanıyoruz. Yani lambanın da kendine ait bir cephanesi var denilebilir. Bunun dışında görüş bulmacaları da bulunmakta. Siyah ve beyaz iki noktayı üstü üstü denk getirerek Alex Casey’nin anılar anlattığı görüşler görüyoruz. Bu görüşleri kullanarak da Yazarın Odası’nda bulunan tahtada yeni senaryolar yazarak sahneyi değiştirebiliyoruz.
Zihin Alanı ve Yazarın Odası
Saga’nın Zihin Alanı etrafta topladığımız ipuçları ve sorguladığımız insanlardan topladığımız bilgileri birleştirdiğimiz bir yer. Ayrıca Saga’nın özel gücüyle sorguladığımız insanların zihnine girerek bizden sakladığı bilgileri de öğrenebiliyoruz. Zihin Alanı oyundaki en zevkli bölümlerden biri. Bilgileri birleştirerek yeni şeyler öğrenmek ve onları kullanarak oyunda ilerlemek çok eğlenceliydi.
Yazarın Odası’nda ise Alan daktilosunda senaryosunu yazmaya devam ediyor. Burada bulunan tahta da haritada bulunan belirli yerlerdeki sahneleri değiştirmemizi sağlıyor. Önceki başlıkta bahsettiğim görüşleri toplayarak yeni olayları keşfediyoruz. Bu görüşlerle sahneyi değiştirip ilerlemeye devam ediyoruz.
Atmosfer ve Evren
Alan, Dark Place’de tek başına her yer karanlık. Etraftan sürekli gelen Wake fısıltıları ise sizi çok fazla gerecek cinsten. Etraf neon tabelalarıyla adeta 90’lardaki New York gibi. Bu Alan Wake tarafından yaratılmış Dark Place adeta Silent Hill oyunu gibi. Sokak aralarından merdivenleri kullanarak çatılara tırmanmak, etraftan dolaşarak yeni kapılar açmak ise Resident Evil oyunu oynuyormuş gibi.
Saga’da ise durum benzer sayılır. Watery’nin sisli ve ıssız havası tam bir Silent Hill kasabası gibi. Aynı şekilde Bright Falls’da da halk Deer Fest’e hazırlanmasına rağmen kötü şeyler olacağının farkında gibi. Hatta kültistlerin yıllardır kasabada Taken’ları avlaması da halkın bazı şeyleri bildiğini bize anlatmakta.
Teknoloji ve Performans
Her sene ekran kartları için çıkan performans testi oyunlar vardır. Zamanında GTA V, Crysis daha sonrasında Shadow of the Tomb Raider ile devam etti. Ray Tracing teknolojisinin de çıkmasıyla bu testler bir adım daha ilerledi. Ray Tracing teknolojisine sahip olan ilk oyunlardan biri de Control. Hatta Nvidia’nın DLSS teknolojisine de sahip olan ilk oyunlardan biri. Şimdi sıra Alan Wake 2’de. Eğer 2020’den beri yani yeni nesle geçtiğimiz dönemden itibaren düzgün grafiklere sahip, sistemi optimizasyon problemlerinden değil de kullanılan teknolojilerden dolayı zorlayan bir oyun arıyorsanız o oyun Alan Wake 2.
Ray Tracing, Path Tracing, DLSS, Frame Generation gibi Nvidia’nın yeni teknolojilerine sahip. Böylelikle oyun çok iyi görüntü sunarken FPS problemlerinin de önüne geçiyor. Tabi bu teknoloji her ekran kartı için değil. Ray Tracing, DLSS ve Frame Generation gibi teknolojiler 1xxx serisi kartlarda bulunmuyor. Hatta düşük seviye 2xxx ve 3xxx serisi kartlar bile bu teknolojiler karşısında yetersiz kalıyor. Oyunun minimum sistem gereksinimlerinde ekran kartı olarak 2060 istese de çok iyi performans verdiği pek söylenemez.
Ben oyunu Ryzen 5 5600, 32 GB RAM ve RTX 4060’lı sistemde orta ayarlarda Ray Tracing kapalı DLSS kalite ayarında denediğimde bölgeye göre 40-80 FPS arasında değiştiğini gördüm. Ayrıca Zihin Alanı ve Yazarın Odası’na geçildiği zamanlarda kısa süre olsa da takılmalar oldu. Bu yüzden oyunu PlayStation 5 üzerinde oynamaya devam ettim. PlayStation 5 üzerinde Kalite ve Performans isminde iki farklı grafik seçeneği bulunmakta. Kalite seçeneğinde 4K çözünürlükte ve sabit 30 FPS’te çalışmakta. Performans seçeneğinde ise 2K çözünürlükte 60 FPS vermekte.
Sinematikler ve Gerçek Görüntüler
Sam Lake’in Max Payne’den beri anlatım konusunda takıntıları olduğu belliydi. Max Payne 1 ve 2’de o dönemin teknolojileri şimdiki gibi gerçekçi görüntüler için uygun olmadığından çizim gibi duran görüntüleri kullanarak çizgi roman tarzında bir anlatımı tercih etmişti. Ardından Alan Wake’in ilk oyununda televizyon ekranlarında gerçek çekim görüntüleri kullanarak ilginç bir anlatı sunmuştu. Quantum Break’te ise bu yöntemler biraz patlamıştı. Çünkü bölüm sonlarında gerçek oyuncuların bulunduğu dizi gibi bir içerikle çıkmıştı. Bu görüntülerin oldukça uzun olmasından dolayı da pek sevilmemişti. Sam Lake’te bunun farkına varmıştır ki Control’de yapabileceklerinin en iyisini yapmışlardı. Gerçek çekim görüntüleri oyunun içine yedirmiş hatta oyunu oynarken bu görüntüleri silüet gibi ekrana vererek oyunu adeta yaşatmıştı. Alan Wake 2’nin gerçek çekimlerinin yönetmeni Anssi Maatta bu konuda oldukça başarılı. Kendisi zaten Control’de de çalışarak ne kadar başarılı olduğunu kanıtlamıştı. Anssi aslında kısa film yönetmeni. Hatta çektiği filmlere buradan bakabilirsiniz.
Alan Wake’i kontrol ettiğimiz bir sekansta dev led ekranlarda, Old Gods of Asgard şarkı söylerken ilerliyoruz. Led ekranlarda bulunan gerçek görüntülerdeki ışıkları oyunun içine de eklemişler ve bu sekans canlı görüntünün içendeymişiz gibiydi. İnanılmaz bir sekanstı ve müzikal bir bölüm olması da şaşırttı. Sony’nin kendi oyunlarında sinematik anlatılara ne kadar önem verdiğini hepimiz biliyoruzdur. Bu oyun Sony tarafından çıkmamış Sony kalitesi seviyesinde bir yapım. Ayrıca final sekansında Old Gods of Asgard gölde şarkılarını söylerken gökyüzünde gerçek görüntülerde dönmekteydi. Gaza getiren müzik, gök gürültüsü ve dalgaların ekrana sıçrattığı su damlaları unutmayacağım bir andı.
Müzikler ve Sesler
Hani Hideo Kojima görseli vardır ya credit ekranında tüm kategorilerde Hideo Kojima yazar Sam Lake o görseli gerçeğe dönüştürmüş. Müziklere de el atan Sam Lake, Finlandiya’da bulunan sanatçıları toplayarak sözlerini kendi yazdığı şarkıları oyuna eklemiş. İçlerinde oyun bitse de yıllar sonra dinleyeceğim şarkılar bulunmakta. Ayrıca Poets of the Fall yani Old Gods of Asgard’ın Alan Wake 1,2 ve Control için kaydettikleri müziklerin bulunduğu Rebirth isimli albümü 8 Aralık’ta çıkacak.
Buglar
Oyunu PC tarafında çok fazla deneyemesem de PlayStation 5 tarafında neredeyse hiç bugla karşılaşmadım. Hatta ilk oynanışımda hiç denk gelmedim denebilir. İkinci oynayışımda ise artık her şeyi ezberlediğim için biraz fazla hızlı oynadım sanırım oyunun kırıldığı, tetiklenmesi gereken etkinliklerin tetiklenmediği anlar oldu. Tabi bunların hiçbiri oyunu oynanamaz hale getirmedi. PC tarafında okuduğum en çok şikayet ise ses kaymasının olması. Bu da sürekli olan bir problem değil. Bu yıl çıkan oyunları göze aldığımızda Alan Wake 2 en sorunsuz çıkışı gerçekleştirdi diyebiliriz.
Eksikler
Remedy’nin ve türün ne kadar hayranı olsam da elbette eksikleri var. Oyunun girişinden itibaren belirli sekanslarda jump scare sayısı çok fazla. Bir yerden sonra jump scareleri tahmin etmek kolaylaşıyor ve sıkmaya başlıyor. Ayrıca ilk oyundaki düşman çeşitliliğinin azlığı bu oyunda devam ederken savaştığımız düşman sayısında da azalma var. Tabi bunun bir çok sebebi var. İlk oyun her ne kadar “Survival – Horror” olarak tanıtılsa da korku öğeleri az ve daha aksiyon odaklıydı. İkinci oyun ise aksiyonu neredeyse tamamen bırakarak sizi oturduğunuz yerde gerginlikten öldürmeye odaklanıyor. Çünkü Dark Place’de etraf ruh gibi görünen düşmanlarla dolu ve hangisinin size saldıracağını bilmiyorsunuz. Dünyada ise ormanda dolaşırken ağaçların arasından çıkan Taken’lar sizi daha az olsa da yine korkutmayı başaracak seviyede. Düşman çeşitliliğine geldiğimizde ise ilk oyundan bildiğimiz Taken’lar hemen hemen aynı. Gücü olmayan, hızlı koşan, balta fırlatan ya da yakın saldırı yapanlar var. Oyunun evrenini düşündüğümüzde düşman çeşitliliği olmaması oldukça doğal. Sonuçta Taken’lar Dark Presence tarafından ele geçirilmiş varlıklar. Bunlar dışında huzurevinde karşımıza çıkan 10 kollu yaşlılar ise çok güzel olmuş. Boss’ları da sayarsak oyunun içinde yaklaşık 8 farklı düşman var. Bana göre son eksi kısmı sinematik görüntülerde sahnelerin çok hızlı geçişlere sahip olması. Bir süre göz yoruyor.
Sonuç
Sonuç olarak Alan Wake 2 Survival Horror tarzda oyun arayan oyuncular için kaçmaz bir fırsat. Yıllardır tahtın sahibi denilebilecek Silent Hill ve Resident Evil serilerinin eksiklerini gidererek ortaya çok güzel bir iş çıkartmışlar. Korku oyunlarını seven biri olun ya da nefret eden biri Alan Wake 2 bu sene çıkan oyunlar arasında kesinlikle denemeniz gereken bir oyun. Ülkemizde oyun fiyatlarının her geçen gün arttığını düşünürsek 900 TL Alan Wake 2 için güzel bir fiyat. Remedy satış fiyatını düşük tutabilmek için oyunu sadece dijitale çıkardı bundan dolayı oyunun satışı 50$.
