Until Dawn’ın geliştiricisi Supermassive Games’in The Dark Pictures Anthology serisinin son oyunu House of Ashes, 22 Ekim’de çıktı. Çok oyunculu mod seçeneği de sunan oyun tüm platformlar için çıkışını gerçekleştirdi. Antolojinin son oyunu, ünlü yazar H. P. Lovecraft’ın At the Mountains of Madness kitabından ilham alıyor. Ek olarak, Predator, The Descent ve Alien gibi ünlü filmlerin etkisini de oyunda hissediyorsunuz. Hikayesiyle ilgi çeken House of Ashes serinin en çok sevilen oyunu olabilecek mi?
Hikaye
Seride yeniyseniz, House of Ashes oyuncuların uzun sinematikler izleyerek anlık eylemler gerçekleştirdiği etkileşimli bir korku oyunu. House of Ashes, 2003’teki Irak savaşı esnasında geçiyor. Zagros Dağları’nın tepelerinde kimyasal silah arayışındaki Amerikan birliği, Irak askerlerinin hedefinde. Bir çatışma sırasında açığa çıkan düdenler, iki tarafın askerlerini de yerin altına çekiyor. Askerler kendilerini ansızın Güney Mezopotamya’nın Akad İmparatorluğu’ndan kalma antik tapınakta buluyorlar. Fakat orada yalnız olmadıklarını anlamaları pek de uzun sürmüyor.
Bu noktada hikayenin iki farklı zaman üzerinden anlatıldığını belirtmem gerek. Tıpkı diğer The Dark Pictures Anthology oyunları gibi. House of Ashes, doğaüstü unsurlarını ortaya çıkarmak için gerçek mitleri ve tarihi olayları da kullanıyor. Aslında hikaye MÖ 2231 yılında başlıyor. Hikayenin geçtiği tapınak ise Akad’ın kendini tanrı ilan eden kralı Naram-Sin’in tapınağı. Tarihi anekdotlara göre Naram-Sin, toprak, rüzgar ve fırtına tanrısı Enlil’in tapınağını yağmalar. Bu durum bütün tanrıları kızdırır. Böylece Naram-Sin, imparatorluğunu amansız bir savaş ve yıkım dönemine mahkum eder.
2003 yılına dönüldüğünde keşfedilen tapınak da Naram-Sin’in lanetini bitirmek için tanrılara bir barış teklifiydi. Bir güneş tutulmasıyla felaketi yaşayan bu tapınak çölün altına gömüldü. Artık askerler için bir tehdit oluşturuyordu. Askerlerin yaptıkları her hareket kana susamış dünya dışı varlıkları harekete geçiriyor. Kurtulmak için kritik seçimler yapın, bir gece hayatta kalın ve uyumlu çalışmayı öğrenin. Yerin altındaki düşmanlarla savaşmak için yukarıdaki dünyadan düşmanlarla ittifak oluşturmak tek çare.
Düşmanımın Düşmanı Dostumdur
Serinin önceki oyunlarından Man of Medan’da bir hayalet gemisindeydik. Little Hope’da büyük bir cadı problemimiz vardı. House of Ashes ise iki farklı düşman sunmakta. Bir tarafta birbiriyle düşman olan Amerika ve Irak ordusu, diğer tarafta ise yeraltındaki yaratıklar. Birbirleriyle düşman olan bu iki ordunun askerleri yeraltında birlik oluyorlar. Tam da “Düşmanımın düşmanı dostumdur” mantığıyla esas düşmanları yeraltı yaratıkları oluveriyor.
Dış dünyada düşman olan bu iki tarafın yeraltındaki ortaklığını yönetmek ilginç bir deneyim oldu. Ardından bu deneyim iki taraftan da kontrol edebildiğiniz beş karakterin varlığıyla derinleşmekte. Her bir karakter fazlasıyla güçlü. Hepsinin de kontrolü zevkliydi.
Genel Bakış
Yine bir QTE yani Quick Time Event oyunuyla karşı karşıyayız. Oyun, oyuncuyu belirli bir zaman diliminde hızlıca seçim yapmaya zorluyor. Yapılan her seçim de oyunun gidişatına etki ediyor. Bildiğiniz kelebek etkisi. Serinin en kalıplaşmış bu özelliğinde bir yenilik yok. Yalnızca, House of Ashes her seçimin sonucunu daha erken sunmasıyla fark yaratıyor. Bu durum da sürekli diken üstünde bir oyun deneyimine sebebiyet veriyor. Fazlasıyla kaotik, gayet güzel. Serinin diğer oyunlarında olduğu gibi yine totemler mevcut fakat azaltılmışlar. Totemlerin fazla olması aksiyonu ve korku dozunu artırıyordu. Bu bakımdan azaltılması kötü olmuş diyebilirim.
House of Ashes için serinin korku seviyesi en az olan oyunu demek yanlış olmayacaktır. Serinin öncü oyunu olan Until Dawn ve serinin diğer oyunlarında korku seviyesi daha yüksekti. Korku yerine hikayeye odaklanan bir oyun var karşımızda. Oyunu korku oyunu olarak satın alacaklar bunu gözden geçirsin derim. Lakin bu durum beni çok da hayal kırıklığına uğratmadı. Aksiyon bol, hikayenin sağlam temeli var ve mekan tasarımları ilgi çekici. Bunlar bana yetti diyebilirim. Korku faktörünün düşük olmasının bir diğer sebebi de düşmanımızla ilk anlarda karşılaşmamız. Serinin diğer oyunlarında düşmanımızın kim olduğu son saatlere dek belirsizdi. Neyle mücadele ettiğini bilmeden verdiğin mücadele her zaman daha korkutucudur.
House of Ashes, bir konuda beni sevindirdi diyebilirim. Seri, sonunda ergenlerin hikayesinden arındırılmış. Önceki oyunlarda sürekli olarak başına buyruk hareketleriyle çıldırtan ergen dostlarımız bu oyunda yok. Bu beni ilk başlarda sevindirse de ardından başka bir aşk üçgeni karşıladı. Neyse ki o anları ufak can sıkılmalarıyla atlattım. Genel olarak oldukça akıcı bir senaryo sunumu mevcuttu.
Seriye Yenilikçi Bir Bakış Açısı
Supermassive Games, bu oyunla birlikte hayranların dileklerini yerine getiriyor diyebiliriz. Zorluk ayarları nihayet eklendi. Artık kolay, orta ve zor olmak üzere üç zorluk seçeneği var. Oyuna yeni mekanikler ve kamera açıları için yenilikler geldi. Önceki oyunların aksine House of Ashes’ın kamera açıları daha profesyonel. Serüveni sürükleyici hale getirmek için sabit kamera açıları 360 derece oyuncu kontrollü üçüncü şahıs kamera ile değiştirildi. Yeni el feneri mekaniği ile karanlık alanlar dert olmaktan çıkıyor. Fakat el fenerinin sizi biraz yavaşlatacağını da unutmayın.
Oyunu 6 saatte bitirdim. 6 saatlik sürecin 5 saati yeraltında geçiyor. Yeraltında sıkışıp kaldığınız bu anlarda klostrofobik alanlar fazlasıyla mevcut. Bunun yanında mekan tasarımlarında devasa açık alanlara da yer verilmiş. Böylelikle kendinizi çeşitli bilinmezliklerin içinde bulurken fazlasıyla zevk alıyorsunuz. Önceki oyunlara kıyasla bu mekan tasarımlarını çok sevdim.
Son Olarak: House of Ashes
House of Ashes, The Descent ve Pitch Black filmleri havasından klostrofobi ve karanlığın kullanımını harmanlamış. Aynı zamanda Aliens veya Predator filmleri gibi aksiyon dozu sunmakta. Bu filmlerin aksine korku unsurları pek yok. Özellikle serinin diğer oyunlarına kıyasla korku dozu çok hafif kalıyor. Fakat hikayenin gerçek bir hikayeden temel alması bu oyunu güzel kılıyor. Aksiyon oldukça yerinde. Eğer dört kişilik bir oyun ekibiniz varsa bu oyunu multiplayer modda deneyimlemenizi tavsiye ederim. Bu serinin oyunları, oyundan ziyade film hissiyatı sunmakta. Arkadaşlarınızla bu maceraya atılmak fazlasıyla keyifli olacaktır. Oyunu indirimlerde satın almanızı öneririm. Belki Until Dawn kadar sarmayabilir ama güzel bir hikayesi var. Bir şans vermelisiniz.
